Bu akşam Büyük Rumeli Buluşması'nda bir araya geldiğimiz tüm kardeşlerimize, soydaşlarımıza, kızçelerimize, kızanlarımıza, canımızdan bir parça olan tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.
Rumeli'yi, Balkanlar'ı, Batı Trakya'yı yürekten selamlıyorum. 🇹🇷
Rumeli'yi, Balkanlar'ı, Batı Trakya'yı yürekten selamlıyorum. 🇹🇷
Türkiye gibi bir vatanımız, Türkiye gibi bir yuvamız olduğu için Allah'a ne kadar şükretsek azdır.
Türkiye; Çerkes’i, Tatar’ı, Gagavuz’u, Arnavut’u, Pomak’ı, Boşnak’ı, Türkmen’i, Ahıska’sı, Özbek’i, Uygur’uyla tarih boyunca dara düşen her kardeşine eman ve esenlik yurdu oldu.
Biz de “nerede bir vatandaşımız, soydaşımız varsa oradayız” şiarıyla Rumeli’den Kafkasya’ya hiçbir kardeşimizi boynu bükük bırakmadık.
Ortak tarih, dil, inanç ve kültür birliği içinde olduğumuz tüm ülkelerle yeniden kucaklaştık.
Türk Devletleri Teşkilatı'nı kurarak Türk Cumhuriyetleriyle bağlarımızı daha da güçlendirdik.
Can Azerbaycan’la birlikte, 30 yıllık işgalin ardından Karabağ’ı özgürlüğüne biz kavuşturduk.
TİKA’mız ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle ecdat yadigârı eserleri ayağa kaldırdık, şehitliklerimizi yeniden ihya ettik.
YTB, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfımızla dilimize, tarihimize, medeniyet değerlerimize sahip çıktık.
Türk Hava Yollarımız, Anadolu Ajansımız, TRT’mizle beşerî ve ticari bağlarımızı perçinledik.
Kızılay’ımız, AFAD’ımız, sivil toplum kuruluşlarımızla zor günlerinde kardeşlerimizin imdadına koştuk.
Bosna-Hersek’te sel felaketi, Arnavutluk’ta deprem yaşandığında kardeşlerimizin yanında ilk biz olduk.
21 yıldır kesintisiz sürdürdüğümüz bu çalışmalarımız neticesinde, yüzyıllık hasretin ardından Evlad-ı Fatihan’ın kalbini yeniden fethettik.
İnşallah 28 Mayıs’tan sonra da merhum Aliya’nın emanetine sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Türkiye; Çerkes’i, Tatar’ı, Gagavuz’u, Arnavut’u, Pomak’ı, Boşnak’ı, Türkmen’i, Ahıska’sı, Özbek’i, Uygur’uyla tarih boyunca dara düşen her kardeşine eman ve esenlik yurdu oldu.
Biz de “nerede bir vatandaşımız, soydaşımız varsa oradayız” şiarıyla Rumeli’den Kafkasya’ya hiçbir kardeşimizi boynu bükük bırakmadık.
Ortak tarih, dil, inanç ve kültür birliği içinde olduğumuz tüm ülkelerle yeniden kucaklaştık.
Türk Devletleri Teşkilatı'nı kurarak Türk Cumhuriyetleriyle bağlarımızı daha da güçlendirdik.
Can Azerbaycan’la birlikte, 30 yıllık işgalin ardından Karabağ’ı özgürlüğüne biz kavuşturduk.
TİKA’mız ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle ecdat yadigârı eserleri ayağa kaldırdık, şehitliklerimizi yeniden ihya ettik.
YTB, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfımızla dilimize, tarihimize, medeniyet değerlerimize sahip çıktık.
Türk Hava Yollarımız, Anadolu Ajansımız, TRT’mizle beşerî ve ticari bağlarımızı perçinledik.
Kızılay’ımız, AFAD’ımız, sivil toplum kuruluşlarımızla zor günlerinde kardeşlerimizin imdadına koştuk.
Bosna-Hersek’te sel felaketi, Arnavutluk’ta deprem yaşandığında kardeşlerimizin yanında ilk biz olduk.
21 yıldır kesintisiz sürdürdüğümüz bu çalışmalarımız neticesinde, yüzyıllık hasretin ardından Evlad-ı Fatihan’ın kalbini yeniden fethettik.
İnşallah 28 Mayıs’tan sonra da merhum Aliya’nın emanetine sahip çıkmaya devam edeceğiz.
14 Mayıs’ta sergilediğimiz iradeyi, bu sefer çok daha güçlü bir şekilde, 28 Mayıs’ta sandığa yansıtmamız gerekiyor.
Ne işimiz, gücümüz, planımız varsa hepsini bir günlüğüne erteleyeceğiz. Hayatta hemen her şeyin kazası vardır ama unutmayın, sandığın kazası yoktur.
Rehavete asla kapılmayacağız, sandıklara sıkı sıkıya sahip çıkacağız.
Pazar gününe kadar çok çalışacak, Pazar günü de mutlaka sandığa erkenden giderek irademizi ortaya koyacağız.
Eşimizin, dostumuzun, komşumuzun da muhakkak sandığa gitmelerini temin edeceğiz.
28 Mayıs inşallah, on yıllardır halka rağmen halkçılık yapan zihniyetten ülkemizin kurtuluş günü olacaktır.
Ne işimiz, gücümüz, planımız varsa hepsini bir günlüğüne erteleyeceğiz. Hayatta hemen her şeyin kazası vardır ama unutmayın, sandığın kazası yoktur.
Rehavete asla kapılmayacağız, sandıklara sıkı sıkıya sahip çıkacağız.
Pazar gününe kadar çok çalışacak, Pazar günü de mutlaka sandığa erkenden giderek irademizi ortaya koyacağız.
Eşimizin, dostumuzun, komşumuzun da muhakkak sandığa gitmelerini temin edeceğiz.
28 Mayıs inşallah, on yıllardır halka rağmen halkçılık yapan zihniyetten ülkemizin kurtuluş günü olacaktır.
14 Mayıs’tan önce terör elebaşları Kandil’den hemen her gün bir video çekerek CHP Genel Başkanı’na alenen oy istediler. Seçim sonrasında da bu zata verdikleri desteği açıkça devam ettirdiler. Elbette bunu babalarının hayrına yapmadılar.
Ne CHP Genel Başkanı ne de masadaki arkadaşları, “kana kan, intikam intikam” naraları atanlarla ortak miting düzenlerken asla gocunmadılar, asla utanmadılar.
Şimdi çıkmışlar, tüm bu gerçekleri 5 saniyeye sığdıran, gençlerimizin kıvrak zekâsının ürünü bir video üzerinde arsızca tepiniyorlar, hakaretler savuruyorlar.
Oysaki takke düşmüş, kel görünmüştür; milletin gözünden kaçırmaya çalıştıkları tüm rezillikler tek tek ortaya saçılmıştır.
Ne yaparlarsa yapsınlar; iktidara gelmek, koltuklarını korumak uğruna bölücüler ve FETÖ’cülerle kurdukları ortaklığı gizleyemezler.
Son 40 yıldır ülkemizin başına musallat edilen, tıpkı bir sülük gibi Kürt kardeşlerimizin kanını emen terör illetinden milletimizi kurtaracağız.
CHP Genel Başkanı’nın meydanlarda verdiği sözler de kapalı kapılar ardında yaptığı pazarlıklar da bunu engelleyemeyecek.
Ne CHP Genel Başkanı ne de masadaki arkadaşları, “kana kan, intikam intikam” naraları atanlarla ortak miting düzenlerken asla gocunmadılar, asla utanmadılar.
Şimdi çıkmışlar, tüm bu gerçekleri 5 saniyeye sığdıran, gençlerimizin kıvrak zekâsının ürünü bir video üzerinde arsızca tepiniyorlar, hakaretler savuruyorlar.
Oysaki takke düşmüş, kel görünmüştür; milletin gözünden kaçırmaya çalıştıkları tüm rezillikler tek tek ortaya saçılmıştır.
Ne yaparlarsa yapsınlar; iktidara gelmek, koltuklarını korumak uğruna bölücüler ve FETÖ’cülerle kurdukları ortaklığı gizleyemezler.
Son 40 yıldır ülkemizin başına musallat edilen, tıpkı bir sülük gibi Kürt kardeşlerimizin kanını emen terör illetinden milletimizi kurtaracağız.
CHP Genel Başkanı’nın meydanlarda verdiği sözler de kapalı kapılar ardında yaptığı pazarlıklar da bunu engelleyemeyecek.
Media is too big
VIEW IN TELEGRAM
Havası sert, insanı mert Sivas… Sağ olun, var olun Yiğidolar! 🇹🇷
Siyasi görüşü ne olursa olsun, 6 Şubat’ta yaşadığı büyük afetin ardından sandığa giden, tercihini demokratik yollarla gösteren deprem bölgesindeki tüm kardeşlerime en kalbî şükranlarımı sunuyorum.
Sandıkta tecelli eden iradenizin başımız üzerinde yeri vardır.
Bizim vazifemiz hiçbir ayrım gözetmeden sizlere aşkla hizmet etmektir, 21 yıldır biz de bunu yaptık.
Sırf bekledikleri sonuç çıkmadı diye yüreği yaralı insanlarımıza yönelik belli çevrelerce yürütülen hınç ve nefret furyasını reddediyoruz.
Hamdolsun, devlet-millet el ele vererek yaralarımızı süratle sarıyoruz.
Deprem illerimizde 910 bini aşkın çadır ile 117 bin konteynerin kurulumunu tamamladık, 13 bine yakın iş yerimizi faaliyete aldık.
Bugüne kadar 175 bin bağımsız bölümün inşa sürecini başlattık.
Muhalefetin, çarpıtılmış bir fotoğraf karesi üzerinden diline doladığı Hatay Defne Devlet Hastanemizi 57 gün içinde hizmetinize sunduk.
Önümüzdeki Ekim-Kasım gibi de inşallah sizleri yeni yuvalarınıza kavuşturmaya başlayacağız.
319 bini ilk bir senede olmak üzere toplamda 650 bin afet konutu inşa edeceğiz.
Gönlünüzü ferah tutun, lütfen hüzünlenmeyin, hiçbir zaman karamsarlığa kapılmayın.
Şehirlerinize sahip çıkmaya, hayata dört elle sarılmaya devam edin.
Biz yanınızdayız. Allah’ın izniyle sizi asla yalnız bırakmayacak, muhannete muhtaç etmeyeceğiz.
Sandıkta tecelli eden iradenizin başımız üzerinde yeri vardır.
Bizim vazifemiz hiçbir ayrım gözetmeden sizlere aşkla hizmet etmektir, 21 yıldır biz de bunu yaptık.
Sırf bekledikleri sonuç çıkmadı diye yüreği yaralı insanlarımıza yönelik belli çevrelerce yürütülen hınç ve nefret furyasını reddediyoruz.
Hamdolsun, devlet-millet el ele vererek yaralarımızı süratle sarıyoruz.
Deprem illerimizde 910 bini aşkın çadır ile 117 bin konteynerin kurulumunu tamamladık, 13 bine yakın iş yerimizi faaliyete aldık.
Bugüne kadar 175 bin bağımsız bölümün inşa sürecini başlattık.
Muhalefetin, çarpıtılmış bir fotoğraf karesi üzerinden diline doladığı Hatay Defne Devlet Hastanemizi 57 gün içinde hizmetinize sunduk.
Önümüzdeki Ekim-Kasım gibi de inşallah sizleri yeni yuvalarınıza kavuşturmaya başlayacağız.
319 bini ilk bir senede olmak üzere toplamda 650 bin afet konutu inşa edeceğiz.
Gönlünüzü ferah tutun, lütfen hüzünlenmeyin, hiçbir zaman karamsarlığa kapılmayın.
Şehirlerinize sahip çıkmaya, hayata dört elle sarılmaya devam edin.
Biz yanınızdayız. Allah’ın izniyle sizi asla yalnız bırakmayacak, muhannete muhtaç etmeyeceğiz.
Milletimiz 14 Mayıs’ta, koltuk paylaşımı üzerine kurulu; kavgasız, gürültüsüz, hilesiz-hurdasız günleri geçmeyen koalisyon masasına onay vermemiştir.
Ülkemizi 3 ayda, 5 ayda, 8 ayda bir hükûmetlerin değiştiği eski kaotik günlerine geri döndürme tekliflerini reddetmiştir.
İktidara giden yolu millî irade yerine Kandil’de ve Pensilvanya’da arayanlara kırmızı kart göstermiştir.
Ekonomisini Londra’daki tefecilere ve IMF komiserlerine teslim etmek isteyenlere “hadi oradan” demiştir.
Yabancı dergi kapakları üzerinden kendisine parmak sallayan güçlere teslim olmayacağını böylece ilan etmiştir.
Meclis’te çoğunluğu 323 milletvekiliyle Cumhur İttifakı’na vermesi hem güvenin göstergesi hem de irade beyanıdır.
14 Mayıs’ta “İstikrar Sürsün, Türkiye Büyüsün” diyen tüm vatandaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Meclis'te oluşan bu tabloyu daha da güçlendirerek 28 Mayıs’a taşıyacağımıza inanıyorum.
Ülkemizi 3 ayda, 5 ayda, 8 ayda bir hükûmetlerin değiştiği eski kaotik günlerine geri döndürme tekliflerini reddetmiştir.
İktidara giden yolu millî irade yerine Kandil’de ve Pensilvanya’da arayanlara kırmızı kart göstermiştir.
Ekonomisini Londra’daki tefecilere ve IMF komiserlerine teslim etmek isteyenlere “hadi oradan” demiştir.
Yabancı dergi kapakları üzerinden kendisine parmak sallayan güçlere teslim olmayacağını böylece ilan etmiştir.
Meclis’te çoğunluğu 323 milletvekiliyle Cumhur İttifakı’na vermesi hem güvenin göstergesi hem de irade beyanıdır.
14 Mayıs’ta “İstikrar Sürsün, Türkiye Büyüsün” diyen tüm vatandaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Meclis'te oluşan bu tabloyu daha da güçlendirerek 28 Mayıs’a taşıyacağımıza inanıyorum.
20 Mayıs’ta başlayan yurt dışında oy kullanma işlemi bugün itibarıyla tamamlandı.
Memleketlerinden uzakta olsalar da sandıklara akın ederek iradesini yansıtan, milletimizi tüm dünyada gururla temsil eden her bir kardeşime teşekkür ediyorum.
Gümrük kapılarında ve havalimanlarında oy verme işlemleri 28 Mayıs günü saat 17.00’ye kadar devam edecektir.
Henüz oy kullanamayan vatandaşlarımızı bu imkândan faydalanmaya çağırıyorum.
Sizler 14 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turuna da rekor bir katılım sağladınız.
Bölücü örgüt sempatizanları ve demokrasi düşmanlarının engelleme çabalarına rağmen tercihinize sahip çıktınız, büyük bir başarıya imza attınız.
Vatandaşlık görevinizi en güzel şekilde yaptınız, demokrasi bayrağını bize devrettiniz.
Rabbim hepinizden razı olsun.
İnşallah 28 Mayıs’ta milletimiz bu emanetin hakkını verecek, sandıkları âdeta bir bayram yerine çevirecektir.
Memleketlerinden uzakta olsalar da sandıklara akın ederek iradesini yansıtan, milletimizi tüm dünyada gururla temsil eden her bir kardeşime teşekkür ediyorum.
Gümrük kapılarında ve havalimanlarında oy verme işlemleri 28 Mayıs günü saat 17.00’ye kadar devam edecektir.
Henüz oy kullanamayan vatandaşlarımızı bu imkândan faydalanmaya çağırıyorum.
Sizler 14 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turuna da rekor bir katılım sağladınız.
Bölücü örgüt sempatizanları ve demokrasi düşmanlarının engelleme çabalarına rağmen tercihinize sahip çıktınız, büyük bir başarıya imza attınız.
Vatandaşlık görevinizi en güzel şekilde yaptınız, demokrasi bayrağını bize devrettiniz.
Rabbim hepinizden razı olsun.
İnşallah 28 Mayıs’ta milletimiz bu emanetin hakkını verecek, sandıkları âdeta bir bayram yerine çevirecektir.
Ülkemizin içinde bulunduğu seçim süreci sayısız hakikatin anlaşılmasına vesile oldu.
14 Mayıs’ta sandıkta Türk demokrasisinin gücünü görmekle kalmadık, aynı zamanda “algı balonlarının” sönmesine de şahitlik ettik.
Peki, neydi bunlar?
Türkiye’ye atılan “diktatörlük” iftiralarıydı.
Kendi ülkelerinde seçmenin yarısını bile sandığa götüremeyenler tarafından yürütülen karalama kampanyalarıydı.
Bizlerle ilgili uluslararası basında yapılan sinsi psikolojik harekâtlardı.
Muhalefetin meydan meydan tekrarladığı yalanlar ve bühtanlardı.
CHP Genel Başkanı ve şürekâsının körüklediği korku siyasetiydi.
İşte 14 Mayıs gecesi sandıkta tecelli eden iradeyle tüm bunları boşa çıkardık.
Diktatörlük iddialarının tamamen safsatadan ibaret olduğunu gösterdik.
Milletimize dergi kapaklarından ayar verilemeyeceğini gösterdik.
Türk Milletinin iradesine zincir vurulamayacağını gösterdik.
Yalan, iftira ve korku siyasetiyle seçim kazanılamayacağını gösterdik.
Nefret söylemleriyle milletin gönlüne girilemeyeceğini gösterdik.
Siyasi ikbal uğruna bölücüler ve FETÖ’cülerle yol yürünemeyeceğini gösterdik.
Daha pek çok gerçeğin yanı sıra demokrasimizin son 21 yılda ulaştığı olgunluk seviyesini ve milletimizin ferasetini tüm dünyaya bir kez daha gösterdik.
Bunu da hangi siyasi partiye oy verirse versin 85 milyon hep beraber başardık.
İnşallah 28 Mayıs'tan sonra ülkemizin tüm bu kazanımlarını el birliğiyle çok daha ileriye taşıyacağız.
14 Mayıs’ta sandıkta Türk demokrasisinin gücünü görmekle kalmadık, aynı zamanda “algı balonlarının” sönmesine de şahitlik ettik.
Peki, neydi bunlar?
Türkiye’ye atılan “diktatörlük” iftiralarıydı.
Kendi ülkelerinde seçmenin yarısını bile sandığa götüremeyenler tarafından yürütülen karalama kampanyalarıydı.
Bizlerle ilgili uluslararası basında yapılan sinsi psikolojik harekâtlardı.
Muhalefetin meydan meydan tekrarladığı yalanlar ve bühtanlardı.
CHP Genel Başkanı ve şürekâsının körüklediği korku siyasetiydi.
İşte 14 Mayıs gecesi sandıkta tecelli eden iradeyle tüm bunları boşa çıkardık.
Diktatörlük iddialarının tamamen safsatadan ibaret olduğunu gösterdik.
Milletimize dergi kapaklarından ayar verilemeyeceğini gösterdik.
Türk Milletinin iradesine zincir vurulamayacağını gösterdik.
Yalan, iftira ve korku siyasetiyle seçim kazanılamayacağını gösterdik.
Nefret söylemleriyle milletin gönlüne girilemeyeceğini gösterdik.
Siyasi ikbal uğruna bölücüler ve FETÖ’cülerle yol yürünemeyeceğini gösterdik.
Daha pek çok gerçeğin yanı sıra demokrasimizin son 21 yılda ulaştığı olgunluk seviyesini ve milletimizin ferasetini tüm dünyaya bir kez daha gösterdik.
Bunu da hangi siyasi partiye oy verirse versin 85 milyon hep beraber başardık.
İnşallah 28 Mayıs'tan sonra ülkemizin tüm bu kazanımlarını el birliğiyle çok daha ileriye taşıyacağız.
Şimdiye kadar CHP Genel Başkanı’yla masaya oturup da istediğinden daha fazlasını almadan kalkan hiç kimse olmadı.
“Belki bize de bir şey düşer” diye gelen herkes cebinde mebzul miktarda milletvekilliğiyle, cumhurbaşkanı yardımcılığıyla, üçer beşer bakanlık sözüyle çıktı.
Elinde boş senetle CHP’nin kapısına dayanan herkes CHP Genel Başkanı’ndan imzayı kopardı, üzerine rakamı da bizzat kendisi yazdı.
CHP Genel Başkanı sırf koltuğunu korumak için son 4 ay içinde tarihte eşi benzeri görülmemiş tutarsızlıklara imza attı.
Kendi tutarsızlıklarını ve ilkesizliklerini örtmek için yalana sarılanların derdinin ne olduğunu biliyoruz.
Ne yaparsanız yapın; terör örgütleriyle iş birliğinizi unutturamayacaksınız.
Ne yaparsanız yapın; şahsi ikbaliniz için partinizin milletvekilliklerini pazara çıkardığınızı, önünüze gelene makam ve mevki sözü verdiğinizi unutturamayacaksınız.
Ne yaparsanız yapın; bu ülkenin çıkarlarını uluslararası arenada pazarlık meselesi haline getirdiğinizi unutturamayacaksınız.
Milletimiz, 28 Mayıs’ta bunların hesabını sizden sandıkta soracak.
“Belki bize de bir şey düşer” diye gelen herkes cebinde mebzul miktarda milletvekilliğiyle, cumhurbaşkanı yardımcılığıyla, üçer beşer bakanlık sözüyle çıktı.
Elinde boş senetle CHP’nin kapısına dayanan herkes CHP Genel Başkanı’ndan imzayı kopardı, üzerine rakamı da bizzat kendisi yazdı.
CHP Genel Başkanı sırf koltuğunu korumak için son 4 ay içinde tarihte eşi benzeri görülmemiş tutarsızlıklara imza attı.
Kendi tutarsızlıklarını ve ilkesizliklerini örtmek için yalana sarılanların derdinin ne olduğunu biliyoruz.
Ne yaparsanız yapın; terör örgütleriyle iş birliğinizi unutturamayacaksınız.
Ne yaparsanız yapın; şahsi ikbaliniz için partinizin milletvekilliklerini pazara çıkardığınızı, önünüze gelene makam ve mevki sözü verdiğinizi unutturamayacaksınız.
Ne yaparsanız yapın; bu ülkenin çıkarlarını uluslararası arenada pazarlık meselesi haline getirdiğinizi unutturamayacaksınız.
Milletimiz, 28 Mayıs’ta bunların hesabını sizden sandıkta soracak.
27 Mayıs, demokrasimizin en sancılı yol ayrımlarından biridir. 29 Mayıs, İstanbul’un fethiyle tarihimizin en önemli zaferlerindendir.
Millet olarak bu iki günün tam ortasına denk gelen 28 Mayıs’ı acılarımızdan ders aldığımız, zaferlerimizle gurur duyduğumuz bir şölene çevirmek istiyoruz.
Bugüne kadar 85 milyon vatandaşımızın hayatına katkıda bulunan hizmetlerimizle, 81 vilayetimizin her karışına dokunan eserlerimizle sözümüzün eri olduğumuzu ispatladık.
28 Mayıs’ta hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın etrafında kenetleneceğimize, büyük ve güçlü Türkiye yolculuğuna devam edeceğimize inanıyoruz.
Buradan “önce ülkem ve milletim” diyen tüm vatandaşlarıma çağrıda bulunuyorum.
Gelin, Türkiye’nin önünde yeni bir dönemin kapılarını birlikte açalım.
Gelin, ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini 21 yılda nasıl beraberce telafi etmişsek Türkiye Yüzyılı’nı da omuzlarımızda birlikte yükseltelim.
Gelin, birliğimize, beraberliğimize, ebedî ve ezelî kardeşliğimize 85 milyon olarak sahip çıkalım.
Kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine, siyasi tercihine bakmaksızın her bir insanımızın bu kutlu yürüyüşte yerini almasını arzu ediyoruz.
28 Mayıs gecesini taze bir başlangıca dönüştürmek için bizimle olmanızı bekliyoruz.
Gönlümüz de kollarımız da milletimizin tüm fertlerine sonuna kadar açıktır…
Millet olarak bu iki günün tam ortasına denk gelen 28 Mayıs’ı acılarımızdan ders aldığımız, zaferlerimizle gurur duyduğumuz bir şölene çevirmek istiyoruz.
Bugüne kadar 85 milyon vatandaşımızın hayatına katkıda bulunan hizmetlerimizle, 81 vilayetimizin her karışına dokunan eserlerimizle sözümüzün eri olduğumuzu ispatladık.
28 Mayıs’ta hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın etrafında kenetleneceğimize, büyük ve güçlü Türkiye yolculuğuna devam edeceğimize inanıyoruz.
Buradan “önce ülkem ve milletim” diyen tüm vatandaşlarıma çağrıda bulunuyorum.
Gelin, Türkiye’nin önünde yeni bir dönemin kapılarını birlikte açalım.
Gelin, ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini 21 yılda nasıl beraberce telafi etmişsek Türkiye Yüzyılı’nı da omuzlarımızda birlikte yükseltelim.
Gelin, birliğimize, beraberliğimize, ebedî ve ezelî kardeşliğimize 85 milyon olarak sahip çıkalım.
Kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine, siyasi tercihine bakmaksızın her bir insanımızın bu kutlu yürüyüşte yerini almasını arzu ediyoruz.
28 Mayıs gecesini taze bir başlangıca dönüştürmek için bizimle olmanızı bekliyoruz.
Gönlümüz de kollarımız da milletimizin tüm fertlerine sonuna kadar açıktır…
İBB adaylığımızdan beri imtiyazlarını kaybetmek istemeyen çevrelerin kara propagandalarının hedefi olduk.
Göreve gelirsek kadınların haklarını kısıtlayacağımızı, kazanımlarını ellerinden alacağımızı, hayat tarzlarına müdahale edeceğimizi söylediler.
Peki, biz ne yaptık?
Bırakın geri plana itmeyi, kadınlara yönelik pek çok yenilikçi projeyi hayata geçirdik.
Kadınların özgürlük, çalışma, istihdam ve temsil alanlarını genişlettik, hiç kimsenin yaşam biçimiyle ilgilenmedik.
Kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı haline getirdik.
ŞÖNİM, kadın konukevi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamalarla ihtiyaç duydukları her an kadınların yanında olduk.
İstihdamdaki kadın sayısını 6 milyondan 10,5 milyona yaklaştırdık.
Siyasette kadın temsil oranını her yıl sürekli artırdık.
28’inci dönemde 50 milletvekiliyle en fazla kadın milletvekili olan partiyiz.
Bize kadın hakları konusunda nutuk çekenler ise ikna odalarından iş hayatına kadar kadınlara her türlü zulmü, baskıyı yaptılar.
“Bir metrelik bez parçası” diyerek hakaret ettikleri başörtüsüne yönelik yasaklar sürsün diye mahkeme kapılarında nöbet tuttular.
Ne bölücü terör örgütünün dağa kaçırdığı kız çocuklarıyla ilgili ne de alçakça katlettiği kadınlarla ilgili tek kelime bile etmediler.
Aynı nobran tavırlarına bugün de devam ediyorlar ama yine başarılı olamayacaklar.
Bu korku ve baskı siyaseti, kadınların iradesine zincir vuramayacak...
Göreve gelirsek kadınların haklarını kısıtlayacağımızı, kazanımlarını ellerinden alacağımızı, hayat tarzlarına müdahale edeceğimizi söylediler.
Peki, biz ne yaptık?
Bırakın geri plana itmeyi, kadınlara yönelik pek çok yenilikçi projeyi hayata geçirdik.
Kadınların özgürlük, çalışma, istihdam ve temsil alanlarını genişlettik, hiç kimsenin yaşam biçimiyle ilgilenmedik.
Kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı haline getirdik.
ŞÖNİM, kadın konukevi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamalarla ihtiyaç duydukları her an kadınların yanında olduk.
İstihdamdaki kadın sayısını 6 milyondan 10,5 milyona yaklaştırdık.
Siyasette kadın temsil oranını her yıl sürekli artırdık.
28’inci dönemde 50 milletvekiliyle en fazla kadın milletvekili olan partiyiz.
Bize kadın hakları konusunda nutuk çekenler ise ikna odalarından iş hayatına kadar kadınlara her türlü zulmü, baskıyı yaptılar.
“Bir metrelik bez parçası” diyerek hakaret ettikleri başörtüsüne yönelik yasaklar sürsün diye mahkeme kapılarında nöbet tuttular.
Ne bölücü terör örgütünün dağa kaçırdığı kız çocuklarıyla ilgili ne de alçakça katlettiği kadınlarla ilgili tek kelime bile etmediler.
Aynı nobran tavırlarına bugün de devam ediyorlar ama yine başarılı olamayacaklar.
Bu korku ve baskı siyaseti, kadınların iradesine zincir vuramayacak...