amacıyla alacağı tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanmaz” cümlesi eklendi.
Anayasa’nın 10. maddesi İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa iptal edilse bile devletin kadın-erkek eşitliği temelinde ayrımcılık yapamayacağını düzenlemektedir. Keza bu madde, kadınlara yapılacak pozitif ayrımcılığın “ayrımcılık yasağı”nı ihlal etmediğini anayasal ilke olarak kabul etmiştir. Anayasa’nın 10. maddesi yürürlükte olduğu sürece, İstanbul Sözleşmesi'nin dayattığı 6284 sayılı yasa  ve Toplumsal Cinsiyet Adaleti maskesiyle eşcinsellik teşviki şiddeti, cinayetleri arttirmaya devam edecektir
AY madde 41- Ailenin korunması ve çocuk hakları:
AY’nın 41. maddesi, ailenin karı-koca arasında eşitliğini düzenlemektedir. Bu madde, İstanbul Sözleşmesi’nin 12/1 maddesindeki “Taraf devletlerin, kadınların daha aşağı düzeyde olduğu düşüncesine veya kadınların ve erkeklerin toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı ön yargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların (dinin) kökünün kazınması amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesine yardımcı olacak tedbirleri almak” yükümlülüğüne dair ifadelerin daha yumuşak şekilde dile getirilmesinden ibarettir.
CEDAW dayatmasiyla AY’nın Başlangıç kısmıyla, 10. ve 41. maddelerinde yer alan hükümler nedeniyle aile hakkında müspet neticelere vesile olmayacaktır. AY madde 90- Milletlerarası Anlaşmalar İç Hukukun Belirleyeni ve Parçasıdır:
Anayasa’nın 90. maddesine 2004 yılında yapılan bir değişiklikle uluslararası anlaşmaların iç hukuktaki yeri belirlenmiştir. Buna göre, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.” Ayrıca bu madde şu hükmü getirir: “Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.” AY 90. madde, Türkiye’de seçimle gelen TBMM’nin millet iradesini, çoğunluk milletvekillerinin oylarıyla köklü şekilde by-pass etmektedir. Uluslararası sözleşmeleri Anayasa’nın üstünde bir norm olarak getirmektedir. Bu anlamda Türkiye AİHS, CEDAW, CEDAW ek Protokol, Pekin Deklarasyonu, Lanzarote, Fullbright, İSTSÖZ/istanbul Sözleşmesi DSÖ/WHO İKLİM gibi sözleşmeleri imzalamış ve iç hukukunda da bu sözleşmelere göre değişiklikleri gerçekleştirmiştir.
TÜRK MEDENİ KANUNU:
CEDAW’ın 16. maddesi “Evlenme ve aile ilişkileri alanındaki haklar” başlığını taşımaktadır.
CEDAW’ın 16/1 maddesinin TMK’na yansıdığını görmekteyiz. CEDAW’ın Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’nin 21 Sayılı Tavsiye Kararı’nda da (13. oturum, 1994) “Hangi biçimde olursa olsun ve bir ülkedeki yasal sistem, din, âdet veya gelenek ne olursa olsun, kadının aile içinde maruz kaldığı muamele, Sözleşmenin 2. Maddesi gereğince hem hukuken hem de özel alanda tüm insanlar için geçerli eşitlik ve adalet ilkeleriyle uyumlu olmalıdır” hükmüne yer verilerek yasaların geleneğin eşitsizlik doğuran yapısına izin vermemesi gerektiği belirtilir.
Görüldüğü üzere CEDAW, geleneğe karşı Aile yapısını değiştirecek bir norm düzeni kurmakta ve Sözleşmeyi imzalayan devletleri de bu norm düzenini hayata geçirmek için yükümlü kılmaktadır.
 EDAW’ın Medeni Hukuk’ta gerçekleştirdiği değişiklikler aşağıdadır:
Süresiz Yoksulluk Nafakası:
743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin nafaka başlıklı 144. maddesinde yoksulluk nafakasının bir yıl süreyle verileceğine ilişkin düzenleme, 1988 yılında 3444 sayılı kanunun 6. maddesiyle değiştirilerek süresiz hale getirildi. 1988 öncesi bir yıldı.
22.11.2001’de yasalaşan 1.1.2002'de yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu Yoksulluk Nafakası başlıklı 175. maddesinde süresiz nafaka hükmü muhafaza edilmiştir. Bu yasa değişikliği ile 10 gün evli kalıp boşanan kadınlara dahi yoksulluk nafakası bağlanması yolunda kararlar alınmaktadır.
Evin Reisi:
Türkiye CEDAW’ı kabul ettikten sonra Türk Medeni Kanunu’nda “evin reisi”ni belirleyen eski hükmü mülga etti ve eşlerin aile birliğini beraberce yönetecekleri hükmünü getirdi.
CEDAW Komitesi, 1994'de 21 Sayılı kararının 28. maddesinde erkeğin tek başına ailesinin nafakasından sorumlu olduğuna dair yaklaşımın akıl dışı olduğu belirtilmektedir. Oysa Türkiye’de gel
eneksel aile, erkeğe “ailesinin ve çocuklarının nafakasından tek başına sorumluluğu” getirmekte ve buna karşı “kavvam” reislik hakkı vermektedir.
CEDAW'ın nafaka yükümlülüğü  tavsiye kararına Türkiye çeyrek asırdır uygulamamakta hatta yoksulluk nafakası ödeyemeyenler hapse atılabilmektedir ve tekrar aile kurmasının önü kapatılarak soykırıma ve şiddete, cinayete sebep olabilmektedir...

Mal Rejimi:
Medeni Kanun’da CEDAW etkisine dair diğer bir konu “mal rejimi”dir.
743 sayılı mülga Medeni Kanun, mal ayrılığı rejimini yasal mal rejimi olarak kabul etmişti. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nda; “edinilmiş mallara katılma rejimi” getirildi ve eski kanunda yer alan “mal ayrılığı rejimi” seçimlik olarak düzenlendi. Günümüzde evlenecek erkek müstakbel eşine “mal ayrılığı rejimi”ni teklif edememekte, teklif ettiği takdirde art niyetli sayılmaktadır.
 Nafaka Ödememe Cezası:
CEDAW dayatmasıyla Medeni Kanun’da yapılan değişiklikler, farklı kanunlardaki hükümleri de tehlikeli düzenlemeler haline getirmiştir. İİK, nafaka ödememeyi “suç” kapsamında görmektedir. Boşanmalar arttıkça, nafaka kararları da artmakta ve İİK’nun “nafaka ödememe cezası” kapsamındaki hükümleri, ülkenin boşanmış erkeklerini cezaevine çekmektedir.
Evlenme Yaşı:
Eski 743 sayılı Medeni Kanun madde 88’de evlenme yaşı erkek için on yedi, kadın on beş yaşını ikmal etmeleri şartını haiz olarak düzenlemişti. Hâkim, fevkalade hallerde ve pek mühim bir sebebe mebni on beş yaşını ikmal etmiş olan bir erkeğin veya on dört yaşını bitirmiş olan bir kadının evlenmesine müsaade edebiliyordu. Yeni 4721 sayılı Medeni kanun ise madde 124’te evlenme yaşını “Erkek veya kadın on yediyaşını doldurmadıkça evlenemez” şeklinde düzenledi. Yeni Medeni Kanun, hem kadın-erkek cinsleri arasında evlenme yaşı farkını kabul etmemekte hem de kadın-erkek arasındaki olağan evlenme yaşını yükseltmektedir.
Oysa Türkiye’de “genç yaşta evlilik” meselesi 1938/2002 arası 64 yıl boyunca uygulanan eski kanun hükümlerine dönüldüğü takdirde büyük oranda çözülecektir. CEDAW dayatmasıyla 18/28 Haziran 2014 tarihinde çıkarılan TCK 102/103/104/105 deki fıtrata aykırı cezalar ıslah edilmelidir.
CEDAW Komitesi, 21 Sayılı Tavsiye Kararı’nın (13. oturum, 1994) 16. maddesinde taraf devletlere bu yükümlülüğü vermişti: “Viyana Deklarasyonunun ilgili hükümlerini göz önünde bulundurarak, Komite, kadın ve erkekler için asgari evlenme yaşını 18 olarak belirlemektedir Dolayısıyla, taraflar tamamen reşit olmadıkça ve fiil ehliyetine sahip olmadıkça, evliliklerine müsaade edilmemesi gerekmektedir.” CEDAW, İst söz ve Lanzarote sözleşmelerine göre fuhuş serbest, evlenmek yasak...
 Hristiyan laik isviçreden alınan kanunlarla çok metresli hayat teşvik edilmiş ama çok eşlilik yasaklanmıştır. 2.3. 4.eş olan kadınların hakkı korunmamıştır. Mağduriyetler devam etmektedir
Kadının Çalışmak İçin Kocadan İzin Alma Mecburiyetinin Kaldırılması:
743 sayılı Medeni Kanun’un 159. maddesi, evli bir kadının koca izniyle bir iş ve sanatla iştigal edebileceğine hükmediyordu. Bu maddenin anayasaya aykırı olduğu hususu hakkında İzmir 4. Sulh Mahkemesi 25 Mayıs 1990 tarihinde “Türk Kanunu Medenisi”nin “Karının meslek veya sanatı” başlıklı 159. maddesinin Anayasa’nın 10., 49. ve 50. maddelerine aykırılığı gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Anayasa Mahkemesi 29 Kasım 1990 tarihinde 159. maddenin iptaline karar verdi.
Bu karar, CEDAW ve AİHS etkisi ile kaleme alınan 1982 Anayasası’nın “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” hükmü gereğince verildi.
TÜRK CEZA KANUNU:
Evlilik içi tecavüz:
CEDAW etkisiyle gerçekleştirilen diğer mevzuat değişikliği TCK’dır. “ev içi tecavüz" CEDAW emri gereği düzenlenmiştir, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasada da tekrar edilmiştir.
5237 sayılı yeni Ceza Kanunu’nun önemli özelliklerinden biri evlilik içi tecavüzü şikâyete bağlı bir suç olarak düzenlemesidir.
6284’E BAĞLI "KADİN KUTSAL İNEKTİR!" ve “BEYAN ESASTIR” VE “EVDEN UZAKLAŞTIRMA TEDBİRİ” KONULA
RI:
6284 ve 4320:
İstanbul Sözleşmesi’ne dayanarak yürürlüğe konan 6284 sayılı yasa, "kadını kutsal inek!" sayarak delilsiz beyanla koca aleyhine evden uzaklaştırılması tedbir kararı verilmesine neden olmakta. İstanbul Sözleşmesi iptal edilse ve 6284 sayılı yasa mülga kılınsa CEDAW’a dayanarak yürürlüğe konulan 4320 sayılı yasa devreye girecektir. Bu yasanın madde 1/b hükmü de 6284 sayılı yasanın getirdiği tedbirin aynısını düzenlemiştir: “b) Aile Mahkemesi Hâkimi, Kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması tedbirine hükmedebilir.”
Anayasa Mahkemesi sapık evlilikleri teşvik ediyor...
4721 sayılı TMK’nın 40. Maddesindeki '...ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu' ibaresi, 20/3/2018 tarihli ve 30366 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/11/2017 tarihli ve 2017/130E, 2017/165K sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
AYM, Anayasa Mahkemesi 29/11/2017 tarihli ve 2017/130E, 2017/165K sayılı Kararı ile cinsiyet değişikliği konusunda TMK’nın getirdiği 'üreme yeteneğinden sürekli yoksun bulunmak şartını' iptal ederek transseksüel bireylere sapıklara sapıklığa kolaylık getirmiştir. Bu ameliyat trans bireyin biyolojik cinsiyetini iptal etmemekte ve kendisiyle aynı biyolojik cinsiyete sahip ve fakat ameliyat geçirmemiş bir kişiyle resmi nikah yapabilmesine imkân sağlamaktadır. Cinsi sapık evlilikleri yasal gören Anayasa Mahkemesi Aileye ve fıtrata açılan savaşta ailesiz cinsiyetsiz ahlaksız toplum isteyen küresel şer güçlerin  LGBT-P safında yer almıştır."
CEDAW, İstanbul Sözleşmesi’nin felsefi temelini oluşturuyorDU... Ailelerin tekrar birleşmesi hakkına dair 22 Eylül 2003 tarihli ve 2003/86/EC sayılı Avrupa Konseyi Yönergesinin, Aile hakkında bir tanım getirdiği aktarılan açıklamada, "Yönerge’nin 2. maddesi 'aile' kavramı içinde 'partneri' de dahil etmektedir.
Bu durumda 'partner' kavramı İstanbul Sözleşmesi’nin felsefi temelini oluşturan AİHS ve CEDAW sözleşmelerinde de geçmektedir." ifadesine dikkat çekildi.
Cinsi sapkınlıkları insan hakkı olarak gören anlayış insanlığı yok etme anlayışıdır
SONUÇ:
CEDAW, İstanbul Sözleşmesi’nin felsefî alt yapısını oluşturur; kadının erkekle mutlak eşitliğine yaklaşmayan düşünce ve eylemleri “ayrımcılık” kapsamında değerlendirir. CEDAW Sözleşmesi’ni imzalamış devletler, anayasaları, iç hukuk mevzuatları, teşkilat yapılarıyla “kadın merkezli” olarak dizayn edilmişlerdir. CEDAW ve  İstanbul Sözleşmesi, “kadın” kimliğinin “ayrımcılığı önlemek” “ şiddeti önlemek” adına harekete geçmesini talep etmektedir. TBMM KEFEK komisyonu'nda 4 erkek üye varken 22 kadın üye ile nasıl adalet eşitlik sağlanacak?!! helvadan put olur mu?!
Burada şöyle bir soru sorulabilir: “Madem İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve AİHS’in getirdiği düzenlemeleri yinelemekte, o halde neden Avrupa Konseyi tarafından dayatılıyor ve neden Türkiye’de seküler feministler tarafından savunuluyor?”
Bu sorunun cevabı şudur: 1) İstanbul Sözleşmesi ve onun uygulama mevzuatı 6284 sayılı yasa, aslında Türk toplumunda geleneksel yapıdaki kültürel kodlarda görülen şiddet eğilimlerine ahlâk değerlerinden hareketle bir çözüm bulunamamasının itirafı sayılmalıdır; 2) İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa, kadınların erkekleri devlete ve küresel bireysel başvuru mercilerine cezalandırılması talebiyle başvurusunun (ihbarının) “sopası” kılınmak için getirilmiştir.
Türkiye, CEDAW’ın etkisiyle 1982-2012 yılları arasında “kadının insan haklarını” esas alan mevzuatlarını ve iç hukuk düzenlemelerini gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda 1982-2005 arası dönemi I. Dönem düzenlemeler bağlamında görmek mümkündür. 2005-2012 arasında ise II. Dönem düzenlemeler gerçekleşmiştir. 1982-2005 arası I. Dönem’de Türk Medeni Kanunu, Türk Ceza Kanunu çıkarılmış çok köklü değişiklikler sebebiyle; genetiğiyle oynanan “aile medeniyetinin” sonu olmuştur.
İstanbul Sözleşmesi’ne istinad edilerek yürürlüğe giren 6284 sayılı yasa ve yönetmeliği , kadın kimliğinin erkeğe doğru kışkırtılması bakımından ara
çsal imkânıdır. Ancak bu aracın kullanılması, CEDAW Sözleşmesi’nin 1982’den beri hazırladığı yapıdan, mevzuatların CEDAW’a göre tanzim edilmesinden beklenen faydayla doğru orantılı görülmelidir. CEDAW, başlı başına bir sosyal/siyasal/ekonomik hatta feminist bir  dizayndır ve İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye’de algılanan düzeyde etkisinden bağımsız şekilde kendi norm düzenini/teşkilatlarını kurmakta, İstanbul Sözleşmesi’ne ihtiyaç duymayacak kadar etkin yaptırımlara haiz mevzuatlarıyla varlık bulmaktadır. Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’ne ve dayattığı kanunlara karşı gösterilen tepkilerin CEDAW’a da yöneltilmemesi, aileye yönelik tehditlerin devamını sağlayacaktır.  İstanbul Sözleşmesi ve ona bağlı iç hukuk düzenlemesi olan 6284 s. yasanın iptal edilmesi yetmez asıl fitne başı CEDAW’ın ve ona bağlı norm düzeninin kurduğu felsefî ve normatif yapının da iptali, inkılabı ıslahı mecburidir. Çünki  CEDAW’ın getirdiği norm sisteminde İstanbul Sözleşmesi’nden daha etkili müdahaleler ve yaptırımlar vardır.
CEDAW, vahiy temelli bütün dinlerin aile ahlâkını yok etmek için teorik ve yapısal temellerini inşa etmektedir.
İstanbul Sözleşmesi’nin iptali yeterli değildir. “aile” tanımı yapilmadığı için CEDAW ve AİHS hükümlerinin düzenlediği Anayasa ve kanunlar gereğince sorunlar çözülemeyecektir.
Türkiye’de süresiz nafaka konusu, İstanbul Sözleşmesi’nde değil, TMK 175’te yer almıştır.
Türkiye’de evlilik içi tecavüz meselesi, sadece İstanbul Sözleşmesi’nde değil, TCK 102/2’de de vardır.
Türkiye’de boşanma halinde kocanın geliriyle alınan malların 1/2sinin kadına verilmesini düzenleyen hüküm TMK 236’da düzenlenmiştir.
Türkiye’de  “çocuk gelin” “erken evlilik” dedikleri “genç evlilik” denilen ve ceza – kamu davalarının açılmasına neden olan hüküm 28 Haziran 2014'de TCK 103’de düzenlenmiştir.
Türkiye’de 16-18 yaş arasında olup da kanunlara göre “çocuk” sayılan reşit olmayan kişiyle rızaya dayalı cinsel birliktelik gerçekleştiren reşitin suçu TCK 104’de düzenlenmiştir. Türkiye’de kadına pozitif ayrımcılık yapılmasının ayrımcılık sayılamayacağı düzenlemesi, Anayasa’da 10. ve 41. maddede düzenlenmiştir.
Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nde yer aldığı için eleştirilen aynı hanedeki partnerlerin “aile” sayılacağı hükmü AİHS’nin 8 ve 12. Maddelerinde de düzenlenmiştir ve bu konuda AİHM’in pek çok kararı vardır.
Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın iptali ekseninde bugün oluşan duyarlılık bir aile tanımı verilmedikçe ve aileye dair talepler belirlenmedikçe; ve Millet iradesinin tecelligahı Meclisimiz ve Cumhurreisimiz yasaların fıtrata hukuka inancımıza uygun yerli ve milli olmasına dikkat etmeli, “hayvan hakları” na verilen değer #önceaile diyerek “aile hakları” ve “çocuk hakları'”na da vermelidir. Şiddeti cinayeti teşvik eden içki kumar faiz fuhuş zina teşhircilik çocuk haczi süresiz nafaka hapsi velayet istismarı  eşcinsellik teşviki yasaklanmalıdır
 AİHS, CEDAW, CEDAW ek Protokol, Pekin Deklarasyonu, Lanzarote, Fullbright ve istanbul Sözleşmesi ve iklim sözleşmesi gibi sözleşmelerdeki ve iç hukukunda da bu sözleşmelere göre değişiklikler fıtrata insanlığa ve Allah'a savaş açmaya devam edecektir. Aile yıkan yasalar sözleşmeler yönetmelikler fıtrata uygun hâle getirilmesi için Elbirligi ile VAROLUŞ SAVASİ vermemiz gerekir.
İnsanlığın son sığınağı aile kurumunun korunması mücadelesi dinler üstü partiler üstü insani ve imani bir mücadele verilmelidir. Hz. Ali’nin deyimiyle namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır. İnsanlığa ve Türkiye'ye eşcinsellik teşviki olan ve asıl gayesi ailesiz Cinsiyetsiz Ahlaksiz toplum projesi TCE Toplumsal cinsiyet adaleti veya toplumsal cinsiyet eşitliği maskesiyle Türkiye’ye ve insanlığa çekilen eşcinselleştirme  operasyonlarına dur demez isek bu ateş bizi ailemizi ve tüm insanlığı yakacak. İnsanlık ve Ülkemiz için  milli güvenlik sorunu konusunda hata yapanlara karşı sessizliğimiz bizim ailemizin ülkemizin helakina sebeb olacaktır.  #evlilikseferberliği başlatarak evliliği anneliği gençevliliği teşvik etmeli evlenenlere en az 100 gram altın hibe edilmeli tüm sınıflara aile dersi konulmalı v
e aile okulu projemiz hayata geçirilmeli. Kötüler iyiler sessiz ise kazanır. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları ve bizim Zulme sessizligimiz sebebiyle bizi de mi helâk edeceksin yarabbi? #önceAile "Aileni/Neslini Koru Sapıklığa Dur De!
CEDAW: 3 EYlül 1981'de kabul edilen CEDAW Sözleşmesi'nin onaylanmasının uygun bulunduğuna ilişkin 11 Haziran 1985 tarih ve 3232 sayılı Kanun, 25 Haziran 1985 tarih ve 18792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlamıştır. Bakanlar Kurulu'nun onaya ilişkin 24 Temmuz 1985 tarih ve 85/9722 sayılı Kararı 14 Ekim 1985 tarih ve 18898 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Onay belgeleri, 20 Aralık 1985 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne tevdi edilmiştir. 27. madde uyarınca, Sözleşme Türkiye bakımından 19 Ocak 1986 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Anayasa 90 maddesi gereği Uluslar arası sözleşmeler kanunların ve anayasanın üzerindedir
4/12 Mayıs2025 #2025AileYılı

@ademcevik @ADALETplatformu Türkiye Aile Meclisi Sözcüsü
antiGENDERhareketi.t.iss.one SEDE SectikleriniDenetle.t.iss.one MİM milliirade.t.iss.one [email protected]
https://x.com/ADALETplatformu.t.iss.one
https://wa.me/905327036115 05322033274
AİLEM: istanbul üsküdar selamiali cad.17


FOTOLAR için basinaciklamasi.t.iss.one

AİLEM
05327036115
HAK 05322033274
#KURBAN2025🐏
2025 yılı Kurban faaliyetlerimiz başladı.
Her sene olduğu gibi, bu yıl da “Payımıza Düşen İyilik” mesajıyla; ülkemiz, Gazze, Asya ve AFRİKA başta olmak üzere, 14 ülkede her tür kurban vekâletlerinizi inşallah ihtiyaç sahiplerine yine ulaştıracağız.
AFRİKA için 3.750 TL

@AdemCevik
wa.me/905322033274 05322467411

TL
İban:TR960020900000394050000001

https://KIBLEplatformu.t.iss.one
Lütfen hangi ülke için olduğunu açıklamaya yazın ve bize bildirin
Dünya Siyonizm Örgütlerinin emrindeki Cinsi Sapıklıkları Meşrulaştıran DSÖ Türkiye'den Defol demeden Ailemizi Neslimizi Devletimizi koruyamayız!

Dünya Aile Birliği; Dünya Sağlık Örgütü siyonizmin emrinde cinsi Sapıklıkları meşrulaştırmaya çalışan hamlelerine karşı millete, TBMM'ye Çağrıda bulundu ve bugüne kadar 44 vilayette aileni koru sapıklığa DurDe yürüyüşleri yapan Türkiye Aile Meclisleri DSÖ'ye karşı yayınlanan bildirisinde dikkat çeken açıklamalara yer vetdi, radikal kararların alınması gerektiği çağrılarında bulunuldu. https://antiGENDERhareketi.t.iss.one https://is.gd/XXepuZ
https://whatsapp.com/channel/0029VaAn1QTKwqSRWOnMI63t

AİLEM HAK AileYılı Bülteni

Dünya Siyonizm Örgütlerinin emrindeki DSÖ 17 mayıs 1990'da cinsi sapıklığı hastalık olmaktan çıkardı Türkiye ise DSÖ/WHO*ya imtiyaz vererek ülkemizi LOZAN/SEVR gibi ipotek altına aldırdı. Uluslararası sözleşmeler anayasa 90.madde gereği Milli iradenin teceligahı TBMM ve anayasa devre dışı kaldı. ilaç kartellerinin beslemesi DSÖ Terör Örgütü, GlobalReset lobisi, CoVID’den sonra TransHumanizm ve “Nesnelerarası İletişim” komplosu ile NeuraLink senaryosuna destek vererek, cinsi sapıklığı hastalık olarak tanımlamaktan vazgeçti ve 1 Ağustos 2014'de yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi'nin dayattığı 8mart2012'den beri yürürlükte olan 6284 fitnesi ve 41 yıldır yürürlükteki CEDAW ile legalize edilen “Toplumsal Cinsiyet”i tanıma kararı aldı. Bu kararı ile DSÖ GLPT/İBNEz'i meşrulaştırırken, “Toplumsal cinsiyet”i adaleti/eşitliği maskesiyle meşrulaştırma kararı ile “Biyolojik Cinsiyet”i reddetmiş oluyor. Din, ahlak ve gelenekten bağımsız bir şekilde BİREY’i “GENDER” olarak tanıyan WHO/DSÖ, kadının kadınla, erkeğin erkekle beraberliğini Özgür bireylerin gönüllü birlikteliği olarak ailenin yerine ikame etmek isteyen ZEOFOLİ pedefolik ve ensest sapkınların yanında yer alırken “Öjenik hareket” ve “yeni Maltusçu lobi”nin dünya nüfusunu kontrol altına alarak azaltmak isteyen çevrelerin safında yer almış oluyor. Bu dine, ahlaka, aileye, insanlığa karşı açılmış bir savaştır. Bu bir tererözm faaliyedir aynı zamanda Bu bir insanlık suçudur.
DSÖ aile yanında, AKRABALIK, KOMŞULUK bağlarını da kopartmaktadır. CoVID’le birlikte zaten ekonomi ve eğitim bitirilmiş toplum FONDAŞ Medyanın algı operasyonu terörüyle ölüm korkusu ile yargısız bir infazla ev hapsine mahkum edilmişti. DSÖ bugün Global çetenin ve onların tetikçiliğini üslenen sermaye grublarının oyuncağı olmuştur. Sahip oldukları ekonomik güçle Sermaye, siyaset, bürokrasi, akademi, STK ve Mediayı fonlamaktadırlar.
DSÖ'nün de sponsoru olan ilaç firmaları ilaçlarla insanları cinsi sapık/eşcinsel yaptığı için tazminata mahkum oldu
DSÖ sponsorlarından GlaxoSmithKline dopamin ilacı eşcinsel ve bağımlılık yaptığı için 200bin Euro tazminata mahkum olmuştur... Japon yetkililer ilaçlarındaki 3200’e yakın yan etkiyi bildirmediği için DSÖ sponsoru Novartis’e soruşturma açmıştır. Onsekiz yaşından küçüklere anti-depresan ilaçları reklam ile teşvik ettiği için GSK ilaç şirketi 3milyar dolar tazminata mahkum edildi. DSÖ sponsorlarından BİLL GATES nelerin peşinde olduğu dünyanın malumu
DSÖ daha önce SARS, MERS, Kuş ve Domuz Gribinde olduğu gibi ihanetlerine devam etmektedir. PCR’nin bir yalan olduğu artık ortaya çıktı. Maske bir korku politikasının aracı olarak kullanıldı. Dünyada daha az oksijen alarak daha sağlıklı olan tek bir canlı türü yoktur. DSÖ ilaç sektörünün pazarlama şirketi gibi faaliyet göstermektedir. IMF nasıl hedef ülkelerin ekonomisini yoketmeye çalışan bir “Finansal Tetikçi örgüt” ise DSÖ de insan sağlığını hedef alan bir suç örgütüdür. DSÖ terör örgütünü beslemek mankurtlaşmaktır tecavüzcüsüne aşıklıktır.
DSÖ'nün dayattığı AŞI'yı olmayanlara karşı yapılan bürokratik oligarşi ve medya düşmanlığı Türk ceza kanununa göre suçtur. TCK 216 halkı kin/düşmanlığa tahrik, İFTİRA TCK267, hakaret TCK125, nefret TCK 122, suçların basın yoluyla işlenmesi TCK 218, düşünce hürriyetini engelleme TCK 115, birden fazla kişiye karşı işlenen suçlar TCK 43, insanlık suçu 77, casusluk TCK328, suç örgütü TCK 220,Tehdit 215, ÖL TCK81
Bağımsız savcıları
vazifeye davet ettik ediyoruz! İnsanlığa katşı işlenen suçlarda zaman aşımı yoktur.
Bu anlamda IMF raporlarını bilim adına bize dayatan birileri gibi bugün de DSÖ İKLİM vb talimatlarını topluma dayatan Bill’in adamları (!?) bu ülkede korku pompalayarak 11 hafta cuma yasağı uyguladılar. Allah'ın kanunlarına uymayanlar DSÖ terör örgütü emrine uydular. .. Aynı günlerde Sınırın öte tarafında Suriyede Türkiye’nin kontrolündeki bölgede bile maske, mesafe, ilaç, aşı ve hastalık da yoktu, hem de sosyal, çevresel, ekonomik şartlar çok olumsuz olmasına rağmen. Hukuksuz, kanunsuz bir şekilde “ibadet hürriyeti”, “seyahat hürriyeti”, “nefes alma hürriyeti”, hatta “yaşama hürriyeti”mize kasdedildi. Bu suçtur ve bu suçu işleyenler günü geldiğinde “sandık”ta ve aynı şekilde yasama, yargı ve yürütme nezdinde ve din gününde, her insan gibi, yaptıklarının ve yapmaları gerekeni yapmamalarının hesabını vereceklerdir. Hukuksuz kanunsuz yönetmelikler ile yasalar by-pass edilerek milletin iradesi TBMM devre dışı bırakıldı. Milletin ve TBMM nin iradesi ile DSÖ nün ipoteği altında sürdürülmekte olan bu “küresel savaş”a elbirliği ile “dur” demeliyiz. Türkiye'de bugün 171 siyasi parti var! Ve tamamı da dünya siyonizmin emrindeki CHP nin resmen ve alenen ve kanunen birer şubeleri konumundadır... Bu yanlışlara karşı duran bir muhalefetin olmaması düşündürücüdür. Yoksa Aktif edilmeye başlanan StarLink ve 5G’lerle Neuralink ve TransHumanizm yöntemleri ile “telegram” MK ULTRA yöntemi ile zihinlerimiz kontrol mü ediliyor? Yoksa FON’LANMAYAN kimse kalmadı mı?
Biz aslında DSÖ, CoVID komplosu, Starlink ve 5G’ye karşı ülkenin en büyük gücüyüz. Bizim gücümüz aşı olmayan, aşıyı reddedenlerle sınırlı değildir. Kimi esnaf DSÖ lobisinin baskı, tehditlerinin yasa ve bürokrasi gücü ile uygulanmasından bizar oldukları için mecburen maske takıyor ve aşı oluyorlardı. Kimi Memur, kimi büyük işletme ve AVM’ler mecburen o şekilde davranıyorlardı. İkna olarak gönüllü aşı ve maske takanlar %25’i bulmaz. %20’si, Partisi, kanaat önderi yönlendirmesi, Media propogandası, Akademi, toplumsal baskı ile bu işe razı olmuş, içlerinde şüphe taşıyan kişiler. %50 den fazla kişi kendi iradesi dışında, mecburiyetten, işçi, memur, asker, öğrenci, çalışanlar yanında yurt dışına gidip gelenler kendilerini çaresiz hissettikleri için aşı oluyorlar. Maske takanlara bakın, iki maske üstüste takanlar buna inanmış olanlar. Burunu kaplayacak şekilde maske takanlar ikna edilmiş ve daha çok mecbur bırakılmış olanlar. Burnu dışarıda kalanlar, takmak istemedikleri halde kerhen takanlar. Çenesinde tutanlar öfke ile takanlar. Koluna takanlar, bu işe inanmadıkları halde, mecbur kalırsa, polis sorarsa, bela savmak için maskesini yanında taşıyanlardan oluşuyor. Şiddeti körüklüyor!.. Bizi o gün dinlesrlerdi ekonomimiz yara almaz enflasyon ve USD euro bu kadar fırlamazdı...
Sanıyoruz, başta Bill’in adamlarının, siyasetçilerin, partilerin, STK’ların, Media’nın, akademisyenlerin, Bürokrasinin de burnu iyi koku almıyor. Galiba sorun kırala gerçeği kimin nasıl söyleyeceğinde kilitlenmiş durumda. Yöneticilerden Ömer bekleyenler EbuZer olarak "güzel söz"'le uyarmalı
Global çetenin yeni Emperyalist planlarına karşı direnişin adresi bugün Satanistlerin ve Pedefoli çetelerin fonladığı DSÖ ve FDA komplosuna karşı durmak noktası olmalıdır. Sağ-sol değil Zulüm ve Adalet cephesinde herkes yerini almak zorundadır. “Medeniyet denilen maskara mahluk”a karşı herkes yerini yeniden gözden geçirmek zorunda. Birileri aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretme hayalleri kuruyor. Buna izin vermemeliyiz. Sonuçta “Tefrika girmeden bir millete düşman giremez / Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez”
Bu “yalan rüzgarı”na karşı, dünyanın bütün erdemli insanlarını “HILFIL FUDUL” anlayışı ile Haksızlıklara karşı elbirliği'ne çağırıyoruz. Çünkü birbirimize karşı kazanacak bir zaferimiz yok, birlikte kazanacağımız tek bir zafer var! IMF'yi kovduk şimdi de Milli Güvenliğimizi tehdit eden DSÖ Dünya Sağlık ÖRGÜT'ü Türkiye'den Defol demeliyiz!. Namuslular enaz namussuzlar kadar cesur
AİLEM: Genç Akran Evlilikleri Teşvik Edilmeli
https://BuyukAile.t.iss.one COCUKhaklari.t.iss.one
https://whatsapp.com/channel/0029VaAn1QTKwqSRWOnMI63t

Adem Çevik; 'Genç evliliklerin cezalandırılması fıtrat ve Allah ile savaşmaktır'

Türkiye Aile Birliği Başkanı @AdemCevik yazılı açıklamada bulunarak, aileyi ve toplumu ifsat eden İstanbul Sözleşmesi/6284, CEDAW ve Lanzarote Sözleşmesi dayatmalalar gibi kanun ve yasalarla genç evlilik yasaklanırken, fuhşun teşvik edildiğini dile getiren yetkilileri uyardı. CEDAW, İstanbul ve Lanzarote sözleşmelerinde örf, adet, dini kültür ve medeniyet değerlerinin yok sayıldığına dikkat çeken Çevik, “Ülkemizin kurucularından 13/14 yaşında padişah olan Fatih Sultan Mehmet ve GençOsman ve CHP'nin ilk kurucu başkanı Mustafa Kemal'in 33 yaşındaki babası AliRıza ibrahimiEfendi ilk evliliginde 13 yaşındaki Zübeyde Hanım ile yapmıştı. her daim örnek gösterilerek ‘Kızım, Fatih doğuracak yaştasın; oğlum, Fatih'in tahta oturduğu yaştasın.’ diyerek büyütüldük. Dedelerimiz 14 yaşlarında iken ülkemizin işgalinde, Çanakkale'de, kurtuluş savaşında, 15 Temmuz işgalinde ailesini korumak için vatanını canı pahasına korudu, şehid oldu. Devletimizin Gençlik Bakanlığı var, milletimizin gençlik bayramı var ama yasalarımızda gençlik kavramı yok. 18 yaş altı çocuk görülüyor. Genç evlendirerek sorumluluk vermediğimiz gençlerimizden ailemiz ve devletimiz için sorumluluk beklemek vicdan tutulması değil mi?” diye sordu.
 
Aklı olan sünnetullah ile savaşmaz
 
1936'dan 2002 yılına kadar 64 sene boyunca uygulanan Genç evliliği yasaklamak akıl vicdan tutulmasıdır. Genç evliliğe "erken evlilik , çocuk evlilik" Çocuk gelin maskesiyle karşı çıkanlar fuhuş ve terör uyuşturucu tüccarlarina karşı sessizler, hatta 13/14/15 yaşındaki genclerimizin PKK FETÖ NATO dağa kaçırılıp istismarına dilsiz şeytanlık yapilmaktadir. Ya bu genç evlilik yasağını kaldırın veya 33 yaşında iken 13 yaşındaki Zübeyde Hanım ile evlenen Ali Rıza Efendi'nin resmini... İstismar... Allah'ın yasalarını çiğneyerek genç evliliklerin 2001'de yasaklandığını hatırlatan Çevik, “28 Haziran 2014'den itibaren de cezalandırılması ve genç babalara ‘tecavüzcü’ muamelesi sadece akıl tutulmasıdır. Genç evliliklerin cezalandırılması fıtratla, Allah ile savaşmaktır. Aklı olan sünnetullah ile savaşmaz. Fıtrata savaş açarak genç akran evliliğini yasaklayanlar, küresel şer güçlerin desteklediği ailesiz, ahlaksız, cinsiyetsiz toplum projelerine, cinsi sapkınlıkların artmasına hizmet ederek millî güvenliğimizi ve geleceğimizi tehdit etmektedirler. Devlet başkanımız geç yaşta evlilikten şikâyet ediyor ama genç evliliği teşvik etmiyor, bilakis cezalandırıyor.

Genç baba ve genç annelere zülümdür
 
“Genç evlenenlere, 14 yaşında aile kuranlara ‘tecavüzcü’ iftirası devlet eliyle çocuklarımıza genç anne ve babalara yapılan en büyük terördür zulümdür. Genç evligin bilakis tesviki gerekir, hatta evlilik yaşına gelipte evlenmeyenlerden vergi alınmalı. Evlelenlere en az100 ay evli kalmak şartıyla 100 gram altın hediye edilerek evlilikler teşvik edilmeli. Toplumsal Cinsiyet maskeli fitneyle aileyi gençliği çocukları ifsat eden fuhuşu zinayı kürtajı savunan casusluk faaliyetleri de yapan Sapik kuruluslarin faaliyetleri terör faaliyeti kapsamında değerlendirilmeli yasaklanmalı mal varlıklarına el konulmalı” diyen Çevik, zulme sessizlik dilsiz şeytanlık olduğunu vurguladı. Çevik, “İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve Lanzarote Sözleşmesi ve benzeri ile genç evlilik yasaklanır iken, fuhuş teşvik ediliyor. Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalı. Bu yapılanlar kadınlarımıza ve çocuklarımıza karşı en ağır şiddettir. Çocuklarımız travma geçirmektedir. Bu Gençlik Bayramı'nda ve Fetih Bayramı'nda genç kadınlarımızın ailelerini/eşlerini serbest bırakarak meclisimiz ve Cumhurbaşkanımız #AileYılı vesilesiyle bizlere çifte bayram yaşatmalarını istirham ediyoruz.” çağrısında bulundu.
AileHaklari.t.iss.one
19/29 Mayıs 2025
!
Devamı>https://www.akasyam.com/genc-evliliklerin-cezalandirilmasi-fitratla-savasmaktir-174753/

@RTErdogan @NumanKurtulmus @MahinurOzdemir @yilmaztunc @akparti @MHP_Bilgi
AİLE SEMPOZYUMU KATILIMCI BAŞVURU FORMU https://uluslararasiailesempozyumu.com/sayfa/katilimci-formu

Dünya Aile Birliği
Türkiye Aile Meclisi
Türkiye Aile Birliği
Türkiye STK Birliği
Seçtiklerini Denetle SEDE
Ezan Platformu
Adalet Platformu
Dünya Çocuk Hakları Derneği ve tüm bileşenleri önceAile önceAHLAK şiarındaki cemiyetler olarak AileVakfı'nın Ailenin korunması 30/31Mayıs YASSIADA daki sempozyumuna inşallah katılacağız
Varoluş Savaşımızı kazanmak için sizlerin de katılımınızı bekliyoruz
https://DunyaAileBirligi.t.iss.one https://whatsapp.com/channel/0029VaAn1QTKwqSRWOnMI63t . . . HAK AİLEM https://is.gd/XXepuZ CEDAW raporu https://habernida.com/siyonizm-cedaw-dayatmasiyla-aileyi-41-yildir-ifsat-ediyor/
Ailemizi Neslimizi Devletimizi işgalcilerden darbecilerden korumak ve varoluş savaşımızı kazanmak için; yahudilik/Siyonizm/masonluk sabataizm/kamalizm ve tüm dayatmaları yasaklanmalı devletin dini islam olmalı https://www.akasyam.com/mobil/ailemizi-dinimizi-devletimizi-darbecilerden-korumak-icin-laiklik-ve-kemalizm-cil-tasfiye-edilmeli-184643/#
Siyonizm 27mayıs1935 cuma tatili pazar oldu
27mayıs1960 hilafet paralarıyla kurulan @isbankasi hukuksuzca @herkesicinCHP emrine verildi
Darbelere LANET
27MAYIS Saat:13 @isbankasimuzesi
27/30/31mayıs YASLIada

27MAYIS Saat:18:39 HAK ADİL ANAYASA KURAN ANAYASASI üsküdar selamiali cad.17

31MAYIS @EzanPlatformu @HodriMeydanGzt

5816 FESH
1Haziran saat:14:53 ÜSKÜDAR dogancilar park durağı nu.16
@FESDER_571
05327036115

Halife Abdülazize darbe 4Haziran Abdülhamid kabri

15/16haziran #EZANBAYRAMI 81 il tüm camiler
AYASOFYA IST
Ulucami diyarbekr

16haziran Saat:11 menderes kabri

https://EZANplatformu.t.iss.one HAK AİLEM
@AdaletPlatformu @RTErdogan @NumanKurtulmus @tcbestepe @adalet_bakanlik @yilmaztunc @TRombudsman @tihek_kurumsal @asder_org_tr @mazlumder @OZGURDER @ASSAMDER @akparti @HurDavaPartisi @GelecekPartiTR @rprefahpartisi @SaadetPartisi @devapartisi @bbpgenelmerkez @MHP_Bilgi @herkesicinCHP @DEMGenelMerkezi @KemalizmeDurDe @KemalizmeHayir #anayasaya yasalara aihs be BM siyasi Medeni haklar sözleşmesine fikir ifade hurriyetine aykiri 5816 zulüm kanunu kaldirilsin @HakAramaKurumu SectikleriniDenetle.t.iss.one milliirade.t.iss.one Ailemizi Neslimizi Devletimizi işgalcilerden darbecilerden korumak ve varoluş savaşımızı kazanmak için; yahudilik/Siyonizm/masonluk sabataizm/kamalizm ve tüm dayatmaları yasaklanmalı devletin dini islam olmalı https://www.akasyam.com/mobil/ailemizi-dinimizi-devletimizi-darbecilerden-korumak-icin-laiklik-ve-kemalizm-cil-tasfiye-edilmeli-184643/#
Siyonizm 27mayıs1935 cuma tatili pazar oldu
27mayıs1960 hilafet paralarıyla kurulan @isbankasi hukuksuzca @herkesicinCHP emrine verildi
Darbelere LANET
27MAYIS Saat:13 @isbankasimuzesi
27/30/31mayıs YASLIada

27MAYIS Saat:18:39 HAK ADİL ANAYASA KURAN ANAYASASI üsküdar selamiali cad.17

31MAYIS @EzanPlatformu @HodriMeydanGzt

5816 FESH
1Haziran saat:14:53 ÜSKÜDAR dogancilar park durağı nu.16
@FESDER_571
05327036115

Halife Abdülazize darbe 4Haziran Abdülhamid kabri

15/16haziran #EZANBAYRAMI 81 il tüm camiler
AYASOFYA IST
Ulucami diyarbekr

16haziran Saat:11 menderes kabri

https://EZANplatformu.t.iss.one HAK AİLEM
@AdaletPlatformu @RTErdogan @NumanKurtulmus @tcbestepe @adalet_bakanlik @yilmaztunc @TRombudsman @tihek_kurumsal @asder_org_tr @mazlumder @OZGURDER @ASSAMDER @akparti @HurDavaPartisi @GelecekPartiTR @rprefahpartisi @SaadetPartisi @devapartisi @bbpgenelmerkez @MHP_Bilgi @herkesicinCHP @DEMGenelMerkezi @KemalizmeDurDe @KemalizmeHayir #anayasaya yasalara aihs be BM siyasi Medeni haklar sözleşmesine fikir ifade hurriyetine aykiri 5816 zulüm kanunu kaldirilsin @HakAramaKurumu SectikleriniDenetle.t.iss.one milliirade.t.iss.one