Siyonizmden İşgalcilerden putperestlikten kabirizmden İTizm Terörizm ve devamı CHP'den Kurtulmak İçin Laiklik/Dinsizlik Kamalizm 5816 $ Kalksın, Devletin Dini İslam Olsun

ÜLKEMDE SİYONİZM KANUNLARI VE SİYONİST İSTEMİYORUZ
16Mart Basın Bülteni fiili dua 13/27nisan halife abdülhamid kabri Divanyolu cad.74
MİM milliirade.t.iss.one
SEDE sectiklerinidenetle.t.iss.one

ADALET Platformu MİM SEDE Başkanı Adem Çevik, “işgalcilerin siyonizmin masonların putperestlerin Sabateistlerin terörist ittihatçıların ve devamı CHP'nin dayattığı anayasa yasa uluslararası sözleşmelerden şer kurumlardan kurtularak kuruluş ayarlarına dönerek bağımsız lider ülke olabiliriz”
Çevik: Terörist mason sabataist emperyalist İttihat Terakkiciler ve devamı hain CHP’liler Osmanlı’yı Türkiye’yi ve İstanbul’u işgal ettirdi! İşgalciler ve emrindeki hain işbirlikciler aileye nesle dine dile millete ezana camiye Kuran’a fıtrata Allah’a savaş açtı! Fitneciler insanlığa karşı soykırım suçundan cezalandırılsın. Mondros Sevr Lozan Cedaw Lanzarote dsö iklim iptal olsun

TürkiyeAileMeclisi:
Varoluş Savaşımızı kazanmalıyız. Devletin Diniislam olsun, Laiklik 6 ok Kalksın Kaos/GLPTz+ cinsisapık Terör Örgütlerine, TCE/TCA savunanlara da anayasa41: Soykırım Cezası verilsin
Bugün 16mart İstanbul’un :e İstanbul Meclisi mebusanı'n İngiliz işgalinin yıldönümü. İşgalden kurtulduk belki ama işgalcilerden ve yerli işbirlikcilerden kurtulamadık. İşgalcilerin dili dini anayasası ve yasalari halen yürürlükte. Aslında İstanbul 13 Kasım 1918’den önce 13 Nisan 1909'da terörist sabataist Yahudi mason İttihat Terakki tarafınsan işgal edildi ve bu işgal İngilizlerin HİLAFETİn kaldırılması ve Lozan’ın imzalanması ve Misaki-Milli sınırlarından ve kendi tarihi alfabesinden vazgeçilmesi ve işgalcilerin alfabesinin ve kanunlarının ve giyimlerinin dayatilmasi şartıyla çarpışmasız gitmesiyle işgal son buldu. İngiliz subay ve askerleri 2 Ekim 1923 günü İstanbul’u 18 Mart zaferi kumandanlarından Selahaddin Adil Paşa’nın etkisiyle terk etmişlerdi. ancak resmen 6 Ekim 1923 de sona erdiği duyuruldu ve Şükrü Naili Paşa’nın İstanbul’u teslim aldigi algısıyla ilan edildi
Ülkemizin Kuruluş Beyannamesi olan Misakı-Milli 28 Ocak 1920’de Meclis’te imzalandı. 17 Şubat 1920’de ise Meclisi Mebusan kürsüsünden tüm dünyaya ilân edildiği için İstanbul şehri ve İstanbul Meclisi yani ilk TBMM 16 Mart 1920 de tekrar işgal edildi. İstanbul ve Meclisi Mebusan işgal edildiği için çalışamayan İstanbul Meclisi 12 Nisan da fiilen çalışmalarına son değil ara verdi. Meclisi Mebusanda çıkarılmaya çalışılan anam vergisi ve içkinin yasaklanması kanunu 23 Nisan’da Ankara’da Meclisin açılışında devam etti.
TBMM Kuruluşu 1876dan başlar. Tarihte demokratik ilk Meclis olarak biliniyordu. Milletin iradesinin tecelligahı Büyük Türkiye Meclisi Lozan Sözleşmesini ret ettiği için Sevr, Mondros, Lozan Dayatmaları için 1 Nisan 1923’te fesh edilerek millete ilk darbe yapılarak gizli işgal devam etmiş oldu. Hatta Hindistan hilafet fonundan vd. istanbulu ve hilafeti İngiliz işgalinden kurtarmak için gönderilen paralara el koyarak hukuksuzca faizci işbank kuruldu…
13/27 Nisan 1909’da Sebetaist kabbalaist pakrudini terörist hareket ordusu, masonlar ve yerli isbirlikcileri (Akif, Elmalı, iskilipli, saidinursi, msabri) destekleriyle İttihat Terakki‘ciler halifeyi Osmanlıyı yıktı…
işgalci İMF’yi kovduk. NATO/FETÖ AB/ABD 15 Temmuzda ülkemizi işgal ettirmedik. Bundan sonra da işgal ettirmeyecegiz inşaallah. insanlığa karşı soykırım suçu olan cinsi sapıklığın eşcinselliğin teşvikçisi Dünya Siyonizm Örgütlerinin emrindeki DSÖ Dünya Sağlık Örgütü marifetiyle sadece İstanbul, Türkiye değil tüm insanlık işgal/iğfal ediliyor mankurtlaştırılıyor, BM tarafından dayatılan CEDAW ve AB eliyle dayatılan İstanbul Sözleşmesi lafta kalktığı iddia edilse de dayattığı Toplumsal Cinsiyet Adaleti/Eşitliği maskesiyle 6284 kalkaniyla eşcinsellik/sapkınlık yasal koruma altında olmaya devam etmesiyle ailesiz cinsiyetsiz ahlaksız toplum projesiyle sadece vatanımız değil tüm beyinler işgal ve iğfal ediliyor mankurtlaştığımız için de karşı çıkacak birr asımnesli kurannesli ebuz
er ömernesli yetişemiyor…Örneğin Kaos GLPT/BİQEZN+ FUHŞİYATI destekçisi İstanbul Belediyesi bsk Ekrem imamoğlu ve Çanakkale Belediyesi’nin Eşcinselleştirme Operasyonunu gerçekleştirmek için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği komisyonu kurulmasına karşı çıkıp arkasında AB/EBRD ve KOÇ olan Türkiye Belediyeler Birliği eski Başkanı Fatma Şahin’in ve KADEM’in vb kuruluşların aynı veya TCA GENDER vb maskeli isimle ifsat faaliyetlerine karşı 4 maymunu oynamak akıl tutulmasıdır. Bu vicdansızligin sonucu İstanbul Çanakkakale GaziAntep kaybedildiği gibi genel iktidar da LGBT/İQP FUHUŞ TERÖRÜ CASUSLUK ve İHANET içindeki ŞER GÜÇLERİN ELİNE GEÇECEKTİR!. Bu hainlik ve insanlık suçuna karşı 4maymunluk tecavüzcüsüne aşıklık belhumadalliktir… Yani İstanbul Çanakkale Gaziantep işgal altındadır Türkiye tehdit altındadır… Ve 100 yıldır işgalcilerin bile yapamadığı dil soykırımı laiklik ismiyle din düşmanlığına devam… İşgalcilerin dayattığı Hristiyan Katolik laik antiMedeni kanunları, ceza ve idare kanunları laiklik ve ingilizce mecburiyeti halen yürürlükte. Fulbright British coinsel ve ERASMUS dayatması da halen yürürlükte..

Putperestlik itperestlik serbest puta ite/ata tapMayın demek suç...

Taksim anıtı İşgal kuvvetlerinden İtalyan Pietro Canonica ve Giulio Mongeri tarafından yapıldı 2,5 yılda . 8 Ağustos 1928 de açıldı. Anıtta 3 kişiyi tanıyoruz: ihsanibrahim selanikli MustafaKemal ,İnönü, Çakmak , peki ya diğerleri Mihail Frunze ve Kliment Voroşilov. 2 komunist Rus general. Anıtın inşasında en yüksek bağışçılardan biri bir İtalyan Bankası, diğerleri İsviçre Çikolata şirketi Nestle, Ermeni iş adamı Berç Keresteciyan. İngilizler savaşmadan 4 Ekim 1923’de Selahaddin Adil Paşa’nın etkisiyle İstanbul’dan ayrılırken, Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolorduya bağlı bir birlik 6 Ekim 1923’de İstanbula girerek göndere bayrak çektiler. Aslında İşgal mütemadiyen devam ediyor çünkü işgalcilerin dayattıkları anayasa ve kanunlarla dayatılıyor...
TCE/TCA/GENDER Gökkuşağı maskeli işgal de devam ediyor Taksim anıtının yapımına 1925 te başlanmış. Yani İngilizlerin İstanbul’dan ayrılışından 2 yıl sonra. Bağımsızlık temali anıtta Komunist Rus generaller var, İtalyanlar var, Ermeniler var, İsviçreliler, Amerikalılar, Fransızlar var yardım eden, yeni Cumhuriyet, 2 yıl öncesi işgalcileri ile dost olmuş. Türk Dil Kurumu Agop Dilaçara emanet edilmiş, Türk Ocağının arkasında Lazaro Franco var, Yeni Türk Ulusçuluğunun fikir babası, “Tekinalp” kod adlı Moiz Kohen. Zaten az sonra Yunanla kardeş olacağız, İngiltere ile dostuz. Amerikan basını yeni Cumhuriyete övgüler dizer.
Bugüne geldiğimizde, işgal damarlarımızda. Midemizde, kalbimizde, beynimizde. Muhtaç olduğumuz kudret artık damarlarımızdaki asil mRNA’larda gizli. Bilimin aydınlığı bu gidişle beynimize takılan Chiplerde olacak. Ve önümüzdeki on yılda 15 milyon, TransHumanizm sonrası Biyolojik son insan neslinin, Z kuşağının ardından, din, tarih, ahlak ve gelenekten, hatta biyolojik cinsiyetinden bağımsız, GENDER veya BİREY diye tanımlanan Genom, biyonik robot, Siborgler ülkeyi işgal edecek. Artık midemizde sadece Amerikan süttozu ve Margarin yok. Fulbright standartlarından bir eğitimle Kemalizm Laiklik DSÖ İKLİM ile uyuşturulmuş beyinlere sahip biyonik robotlar Bill’in adamı olarak köşe başlarını tuttular bile. Onları Siyaset, Bürokrasi, Akademi, STK, Media her yerde 183 parti de de görmek mümkün. Biz işgal ordularının sınırlarımıza dayanmasını beklerken, onlar sessizce Starlinklerle uzayı işgal ettiler. Akıllı şehirler akıllı evler diye 5G üzerinden geliyorlar. Aşı,iklim,İlaç,gıda, kozmetik maskesi ile bedenimizi işgal ediyorlar. Sahte hocalarla kalbimizi, sahte bilgilerle beynimizi işgal ettiler farkında olmadan. Bitkilerin ve hayvanların geni ile oynadılar. Klonoid canlılardan söz ediyorlar. İklim dayatmasıyla Sentetik etten söz ediyorlar. Şimdi sırada Humanodiler var.
CEDAW’la geldiler, İstanbul Sözleşmesi GRAVİO ile geldiler, Lanzarote ile geldiler, DSÖ, IMF, FAO, FDA, GAVİ diye geldiler. Ağuyu altın tas içre sundular, bal da onun suç ortağı idi. Biz otomatik silahları ile geleceklerini sanıyorduk, doktor,
hemşire, politikacı, bürokrat, bilim adamı, hoca, STK temsilcisi, gazeteci kılığı ile geldiler. Ellerinde, dillerinde sadece ne idüğü belirsiz o sıvılar olan iğneleri ile İKLİM ile geldiler. DSÖ taBELAsının altında onlar hertürlü imtiyaza sahip, sanki duyunu umumiye komiseri gibi, la Yüs’el, denetlenemez, sorgulanamaz bir güce dönüştüler. Turist olmak bile bu ülkede, bu ülkenin halkında daha imtiyazlı hale getirildi bu lobi tarafından. İnsanlara zorunlu tutuldukları bir işlem hakkında, sorumluluğunun kendilerine ait olduğu onamı imzalatıldı.
İngilizlerin İstanbuldaki işgalinin sona ermesinin ardından 1 asır geçmiş ve işte bugün geldiğimiz nokta… Toplumsal Cinsiyet Eşitliği veya Toplumsal Cinsiyet Adaleti GENDER maskesiyle GLPTİ+QZ cinsel Sapkınlığı fuhşiyati teşvik eden bir belediye başkanı istanbul’un, Çanakkale ve Gazi/Antep’in başında… hatta tam maskeleme için sapkınlığın adına adalet eklediler… Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yerine Toplumsal Cinsiyet Adaleti algısıyla ailesiz cinsiyetsiz ahlaksız toplum projesine; MEB YÖK, TBB Türkiye Belediyeler Birliği, Diyanet, Aile Bakanları, İçişleri Bakanlığı Üniversiteler destek verdi. Hatta KADEM 9 yıldır aynı ifsadi sürdürüyor geçen sene ki fitnesini de 2 Kasım 2023’de İstanbul üniversitesi Beyazıt külliyesi’nde Toplumsal Cinsiyet Adaleti ve SivilToplum ve Kadın maskesiyle yaptı.. fuhşiyatin ibneligin dönmeliğin adaleti eşitliği mi olur?.. Yurt içi yurt dışı fonlarla beslenenler mankurtlastiklari için beslendikleri mahfillerin emrinden kurtulamıyorlar.. hemde isgalcisine, tecavüzcüsüne, işkencecisine aşık olabiliyorlar!.. hem KAOS/GLPTİQZEN karşı olup hem de onlara lojistik destek akıl tutulması. Allah uyarıyor! içimizdeki beyinsizlerin yaptiklarina dilimizle elimizle mücadele etmeyip kalbimizle de nefret etmediğimiz sessiz kalarak sapiklikkara 4 maymunu oynayarak destek olduğumuz için bizler de helak olanlardan oluruz…
İstanbulun, Türkiyenin ve insanlığın işgalden kurtulması için; Erkek erkeğe kadın-kadına evlilik değil sapkın beraberlikten cinsi sapikliktan çoğalma olmaması sebebiyle bu sapkınlık bir soykırım ve terörö suçu ilan edilmeli tck76/77'den işlem yapılmalı.. şehvet terörü teşhircililk tacizcilikten işlem yapılmalı. Sapkınlıkların engellenmesi için tck225/105'den ceza uygulanmalı. Eğer milli güvenliğimizi tehdit eden sapkınlığı Macaristan Rusya gibi yasaklamaz isek ailemiz de devletimizde kademe kademe çökecek ve hiç bir zaman işgalden kurtulamayacaktır. Savaş düşmana benzeyince kaybedilir. Siyonist feminist emperyalizm işgalinden kurtulmak için anayasa ve yasalarımızın fıtrata hukuka inancımıza uygun yerli ve milli olması gerekir. Kaldırıldığı iddia edilen İstanbul İfsat Sözleşmesinin dayattığı yasaları ve uygulamaları da 6284 de dahil kaldırılmalıdır. Casusluk faaliyetleri de yapan sapkın cemiyetlerin kapatılması mal varlıklarına el konulması ve sapkınlığı savunmayı terör suçu kapsamına alınması mecburiyettir.. İşe İMF’yi kovarak başladık, İstanbul Sözleşmesi iptaliyle devam ettirildi İnşaallah DSÖ, NATO İKLİM LİBOR FOREX FAİZ vb emperyalist işgalci kuruluşlara ve kurumlarına defol diyerek devam etmeliyiz. Sömürge ülkelerinde uygulanan FULBRİGHT Sözleşmesini ve ERASMUS maskelerini çöpe atarak eğitirek çocuklarımızı gençlerimizi mankurtlaşmaktan kurtarmalıyız.
Mahkeme salonlarındaki Atatürk maskı ile bize şu söylenmektedir: Türkiye'deki 183 partinin tamamı resmen ve alenen siyonist Sabateistler mason terörist CHP'nin birer şubesidir. Çünkü CHP ilke ve inkılaplarına bağlıdır ve ezan kuran yasakcısı selanikli kamalın resmi bütün 183 partinin duvarlarındadır yani tüm partiler resmen kamalist tır. Aklatmeye davet ediyoruz. Bu ülkede hukukun üstünde tek parti CHP Diktatörlüğü kabirizm Kabbala ilke ve inkılapları ve o devrin kanunları, hatta ideolojisi vardır. Nasıl inkılâp kanunlarının anayasaya aykırılığı öne sürülemezse, tekadam monark kabirizm Koruma Kanunu 5816'da bu inkılâpların tamamlayıcısı olarak değiştirilemez! Bu ülkede 5816 sayılı Koruma Kanunu, hâlâ din, düşünce ve ilim hürriyetinin üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanmaktadır. Eğer Türkiye gerçekten hukuku
n üstünlüğü yolunda yürüyecekse, en başta hukuk kurumlarında ideolojik unsurları, ikonları temizlemelidir. Hukuk kurumları arındırıldıktan sonra, devletin diğer kesimlerindeki ikonografik malzemenin de ortadan kaldırılması gerekir. Türkiye’nin modern devlet iddiasının önündeki en büyük meselelerden biri budur! 12 Eylül darbecisi ER Kenan Evren’in İstanbul Küçukyali’daki kışlası kapısına GENERAL K EVREN KIŞLASİ tabelası kaldirilamiyor ise darbe tehditi teşviki devam ediyor buradan suç Duyurusu yapıyoruz.
Bu minvalde fıtrata hukuka inancımıza aykırı olmayan önceAHLAK önceADALET ve önceİNSAN önceAİLE şiarıyla adil birr anayasa ve bin yıllık devletin kuruluş felsefesinde yazdığı ve uygulandığı gibi “devletin dini islamdır” ilk maddesiyle yerli milli anayasa yapılmalıdır. Konuyla ilgili CAN, AKIL, NESİL, DİN, DİL MAL emniyeti öncelikle Adil Bir Anayasa Adil Birr Dünya mumkün. Mücadele önceAile, önce ahlak diyenler ile Cinsiyetsiz/Ailesiz/ahlaksız toplum isteyenler arasındadır. VAROLUS SAVAŞI elbirliğiyle kazanacağız AHLAKA ADALETE Aileye, Ayasofyaya dillerimize İslam’a ve devletimize sahip çıkacağız. İŞ bank’daki hilafet hisseleri diyanetin olsun diyoruz
16 Mart 2025
Adem Çevik
Adalet platformu seçtiklerini denetle Sözcüsü
SectikleriniDenetle.t.iss.one

https://www.akasyam.com/amp/isgalcilerden-kurtulmak-icin-laiklik-kalksin-devletin-dini-islam-olsun-191134/#
İslam Barış Gücü Ordusu Kurulsun! İslam Birliği çağrısı

Türkiye STK Birliği'nden İsrail terörüne acil müdahale için islam Birliği Barış Gücü kurulsun çağrısı

Gazze’de İsrail’in sivillere yönelik saldırıları devam ederken, Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Birliği anlamlı bir açıklama yaptı. Aralarında İslam Birliği Vakfı, İslam Medeniyeti Vakfı, ASSAM, Adalet Platformu, HAK, Selamet AkıncıBirliği, AİLEM, Osmanlı Araştırmaları Vakfı, ESAM, EHAD ve AGD’nin de bulunduğu birçok STK, İslam Birliği’nin kurulması için ortak bildiri yayımladı.

Ateşkesi bozan Siyonist İsrail’in Gazze’deki sivillere yönelik soykırımı başta olmak üzere Müslüman coğrafyada kan ve gözyaşı akmaya devam ederken duyarlı STK’lardan anlamlı bir açıklama geldi. Aralarında İslam Birliği Vakfı olmak üzere islam Medeniyeti Vakfı, ASSAM, Adalet Platformu, Osmanlı Araştırmaları Vakfı, İslam Birliği Platformu, İMV, ESAM, AİLEM, Selamet Akıncıları, Ezan Platformu, AGD ve Türkiye Aile Birliği Meclisi olmak üzere çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu İslam Birliği’nin Kurulması için ortak bildiri yayımladı.
“Mü'minler ancak kardeştirler” ilahi buyruğu doğrultusunda yayımlanan bildiride,
Siyonist katillere sahip çıkan Haçlı bloğuna karşı bütün Ehli İman ve Ehli İnsaf, İslam Birliği konusunda âcil ittifak, dayanışma ve işbirliğine davet edildi.
İSLAM BİRLİĞİ HEMEN ŞİMDİ
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Hakikaten Mü'minler ancak kardeştirler, öyleyse  kardeşlerinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.
(Hucurat Suresi-10)
Ayetinin emrine binaen :
Bütün Ehli İmanı ve Ehli İnsafı, İSLAM BİRLİĞİ konusunda âcil ittifak, dayanışma ve işbirliğine davet ediyoruz.

"Bu zamanın en büyük farz vazifesi, İttihad-ı İslam'dır" beyanına binaen,  Bizlerin de samimi inancı budur ki :
İSLAM BİRLİĞİ, ülkemizin ve İslam Âleminin iktisadi, içtimai ve askeri bütün problemlerinin çözümüdür !
Ukrayna’da ve Orta Doğu’da gelişmekte olan tehlikeli hadiseler, hususan Soykırımcı Siyonist İsrail Devletinin saldırgan zulmü, ve Batı Hükümetlerinin İsrail’e şartsız destekleri,  İSLAM BİRLİĞİ'ne ve İSLAM BARIŞ GÜCÜ ORDUSU'na olan âcil ve kritik ihtiyacı apaçık göstermektedir. Ülkemizin, komşularımızın, bölgemizin ve hatta Dünya’nın barış için İslam Birliği’ne ihtiyacı var.

Mü'min ferdler, gruplar, cemaatler, STK'lar, partiler, siyasetçiler, aydınlar, ilahiyatçılar, Seyyidler ve Kanaat Önderleri  arasında hakiki, samimi dayanışma ve işbirliği ile başlayacak bir hareketin, süratle İslam Ülkeleri,  Müslüman Hükümetler ve Müslüman Halklar  arasında da samimi ittifak ve ittihada dönüşeceğine inanıyoruz.
Bu ittifak ve ittihadın getireceği kuvvet ve kudret karşısında,  hiçbir düşmanın İslam Âlemine ve Mazlum Müslümanlara bir daha saldıramayacağını biliyoruz.
İnşaAllah, ülkemizi ve İslam Dünyasını her türlü tehlikelerden koruyacak ve maddi-manevi terakkimizde büyük hız kazandıracak hakiki İSLAM BİRLİĞİ'nin kuruluşu için Cenab-ı Hakk'ın yardımını niyaz ve Milletimizin gayretini ve Hükümetimizin ciddi ve somut adımlarını rica ediyoruz…
https://islamBirligiPlatformu.t.iss.one logolar için TurkiyeSTKnirligi.t.iss.one
haberi https://www.yeniakit.com.tr/haber/duyarli-stklardan-islam-birligi-cagrisi-1921653.html

https://is.gd/Kjhync
Bülten

'İslam Barış Gücü Ordusu Kurulsun' çağrısı
İnsanlığın selameti ve terör devleti İsrail'in ve işbirlikçilerinin terörünü müdahele etmesi için Türkiye STK BİRLİĞİ, İslam Birliği’nin kurulması için ortak basın bildirisi yayınladı
Açıklama şöyle:بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِاِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْوَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَHakikaten Mü'minler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız. (Hucurat-10)Ayetinin emrine binaen:Bütün Ehli İmanı ve Ehli İnsafı, İslam Birliği konusunda âcil ittifak, dayanışma ve işbirliğine davet ediyoruz."Bu zamanın en büyük farz vazifesi, islamBirligi İttihad-ı İslam'dır"
islambirligi.t.iss.one

DEVAMI TAMAMI https://www.risalehaber.com/stklardan-islam-baris-gucu-ordusu-kurulsun-
CHP'nin İş Bankası'nda Deprem Devlet Olaya el koydu..

Her şey doğru Geç bile kalındı...

Bankanın ve CHP'nin üst yöneticileri Tüm Namussuzlukları Atatürk'ü kullanarak yaptı..

O nedenle Bu konunun bir an evvel çözülmesi gerek. Bu iş böyle devam edemez.

Bankanın Kurumsal isimi kötü niyetli kişiler tarafından resmen kullanıldı ...

Ama buraya kadarmış.. bu yapılan tüm olumsuzluklar Türkiye İş Bankası'nın banka ruhsatının iptal edilme sebebi...

Fakat iz ve takip uzun sürdü...

Başlayalım anlatalım..

İş Bankası üst düzey yöneticilerinin banka içerisinde kurmuş oldukları çete ağıyla hayattayken bankaya para yatırmış müşterisi olan kişileri...

Ebediyete intikal ettikten sonra hak edilmiş paralarını mirasçılar'dan saklayarak hileli dolanlı sahte evraklarla kendi hesaplarına geçirir....

Hırsızlıkta Bununla da yetinilmez...
Atatürk'ün vasiyetine de göz dikip onuda soyarlar ..

Tüm bu hırsızlıklarla yolsuzluklar yapılırken Devlet uyur gibi gözükür ama her şeyi tek/ tek takip eder ve not eder..

Devletin eline geçen Türkiye İş Bankası'nın yapmış olduğu Hukuksuz ve kanunsuz Benim de elimde olan birkaç somut bilgi ve belgeli Delilleri aktarayım sizlere ..

İşte bankanın yapmış olduğu usulsüzlüklerden birkaçı Ölmüş kişilerin hesaplarını çalıştırma , bilinmeyen üçüncü şahıslara ortak hesaplar oluşturma ,ölmüş kişilerin paralarını mirasçılardan saklayıp kanunsuz fakat hileli hukuka uygun olarak bir şekilde zimmetlerine geçirme ,bilgisayar yoluyla müşterilerin imzalarını kopyala yapıştır yapıp işleme koyup sahte dekontlar üretmek.....

Aynı fiş numarası ile aynı tarihte mükerrer sahte işlemlerle birçok banka dekontları üretme, sahte kişiler üreterek banka emanetinde olan kişiye ait özel kiralık kasaları yok ederek mirasçılara vermeme...

Eski İmar Bankası gibi tek taraflı hesap tutma, Banka içerisinde yasa dışı offshore sistemi kurma , Merkez Bankası'na müşteri hesapları Hakkında yalan ve yanlış bilgi verme , Devletten vergi kaçırma..

Bu olay bankanın yapmış olduğu hırsızlık ve yolsuzlukların sadece birkaçı daha neler var neler...

Belgeleri görseniz kanınız donar Bunların hepsinin yüzüne tükürürsünüz...

Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi konuşurken mangalda kül bırakmıyor ama, bu konulara gelince sesi çıkmıyor.

Bu mızrak çuvala sığmıyor Artık.

Dolayısıyla Sen ev sahibi olarak bu işleri düzeltmezsen birileri gelir düzeltir....

Küsmenin bir faydası yok..... hak yerini bulacak.

Sağlıcakla kalın..

BURHAN OCAKOĞLU @b_ocakoglu33
@FiTEMplatformu @SecileniDenetle
@AdaletPlatformu YKÜ Mersin Bölge Başkanı
https://SectikleriniDenetle.t.iss.one
@herkesicinCHP @isbankasi @isbankasimuzesi @aDilipak @TMSF_org @AYMBASKANLIGI @TCYargitay @AdemCevik @RTErdogan @iletisim @tcbestepe @BDDKResmi @FitemP
Siyonizm sabataizm ittihatterakkici masonlar ve CHP'liler SEVR/MONDROS devamı LOZAN İhanetini kabul etmeyen @TBMMresmi feshetti ve tüm muhalifleri vatana ihanet kanunuyla soykirim yapti... darbe yaptı tüm darbecileri diktatörleri siyonizmi kamalizmi lanetliyoruz
#1Nisan1923/#15Nisan1923 #31Mart1325/#13Nisan1909

TBMM'ye Çağrı! Siyonizmi, Kemalizmi ve İTperestliği PUTperestliği Yasakla!


TBMM'ye Çağrı! Hilâfeti 'Devletin dini islam'ı ilan et! Siyonizmi Kemalizmi PUTperestliği Yasakla!

Halifesiz Müslümanların Velayetini Üstlenmek için TBMM uhdesindeki HİLAFETİ DİRİLTMELİYİZ

Siyonizmin emriyle hilafeti kaldiranlari ezana Camiye Kur’an’a Allah’a savaş acanlari lanetliyoruz.

Hilafet 508 yıl önce 1517’de Mısır’dan Osmanlı’ya geçti. 18Kasım1922 TBMM uhdesindeki hilafet kurumunun tekrar diriltilerek İsrail’e MUDAHELE hakkının kullanilmasini ve hilafet paralarıyla kurulan İSBANKDAKİ CHP hisselerinin diyanete devir edilmesi hukuki bir mecburiyettir. Filistin cephesinden Kaçan siyonist sabataist ittihatçı vatan hainlerinin ihanetleri sonucunda misaki milli sınırlarını iptal etmek için Lozan ihanetini yapanların vatana ihanet kanunuyla yargılanmaları gerekir. bir zamanlar Müslümanların Halifesini Selanik’e Alatini Efendinin evinde iskana mecbur tutan Siyonizmin emrindeki sebataist pakrudin masonlar Halife Vahdeddin Hanın tabutuna haciz koyan ve onu yurdundan eden komplonun içinde yer alanları, hilafet makamını ortadan kaldıran ve ona düşmanlık edenleri Allah’a havale ediyor Lanetliyoruz.. Hiçbir Müslüman, bu olanları meşru, makul kabul etmez, edemez.

1 Kasım 1922’de saltanat ve hilafet birbirinden ayrıldı ve Osmanoğulları saltanatı kaldırıldı darbeci terörist siyonist İttihat Terakkinin ve devamı CHP Saltanatı basladi. Halife’nin yetkileri ise dinî konularla sınırlandırıldı. Vahdeddin İstanbul’dan ayrılmaya zorlandı. Çünkü İngilizler Şerif Hüseyin’i Halife ilan etmek istiyorlardı. Vahdeddin’den sonra Abdülmecid Efendi, 18 Kasım 1922'de “Müslümanların halifesi” unvanı ile TBMM tarafından halife seçildi. Kemalistler, inkılablar için Hilafetin varlığını engel olarak görüyordu. İbrahimİhsan MustafaKamal ise, halifeliğin başkalarının kontrolüne geçmesinin kendileri için daha tehlikeli olacağını düşündüğünden ara bir çözüm arayışına girdi. Hilafet Türkiye’de kalmalı ama fonksiyonunu kaybetmesi gerekirdi. İngilizler, Şerif Hüseyin’in İslam dünyasında kabul görmeyeceğini gördükten sonra, yerine yeni birinin bulunması için zamana ihtiyaç duyuyordu. Ara çözüm şöyle bulundu: “Hilafet mana ve mefhum olarak cumhuriyetin meclisin şahsı manevisinde mevcut olduğundan” hilafet makamı diye ayrı bir birimin varlığına gerek yoktur gibi bir yasal düzenleme ile bu iş bir şekilde halledilmiş oldu.

3 Mart 1924 (1340) -Hicri 26 Recep 1342 tarihli “Hilafetin kaldırılmasına ve Osmanlı hanedanının Türkiye Cumhuriyeti ülkesi dışına çıkarılmasına dair 431 sayılı kanun”, TBMM’de kabul edildi. 6 Mart 1924’te ise Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Kanunun maddeleri şöyle: Madde 1-Halife görevinden alınmıştır. Halifelik, hükümet ve Cumhuriyet’in anlam ve kavramı içinde esasen mevcut bulunduğundan hilafet makamı kaldırılmıştır. Madde 2-Görevden alınan halife ve Osmanlı saltanatına mensup tüm erkek ve kadınlar, damatlar Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde oturmak hakkından ebediyen mahrumdurlar. Bu soya bağlı kadınlardan doğmuş kimseler de Osmanlı addedilirler.

Madde 3-İkinci maddede zikredilen kimseler, bu kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç on gün içerisinde Türkiye Cumhuriyeti ülkesini terk etmeye mecburdurlar. Madde 4-İkinci maddede zikredilen kimselerin Türk vatandaşlık sıfatı ve hukuku kaldırılmıştır. Madde 5-Bundan böyle ikinci maddede anılan kimseler, Türkiye Cumhuriyeti’nde taşınmaz mal edinemezler. Türkiye’deki ilişkilerinin kesilmesi için bir yıl süre ile vekil tayin ederek, devlet mahkemelerine başvurabilirler. Bu müddetin sona ermesinden sonra hiçbir mahkemeye başvurma hakları yoktur. .Temel itibarıyla “Şeyhülislâmlığa dayanan ve onun geleneksel misyonunu sürdürmek üzere kurulan DİB” görevi, 3 Mart 1924 tarihli ve 429 sayılı Ka